Evet, kendi kralını kalbinden bıçaklama ödülüydü. | Open Subtitles | بالتأكيد، إنها مكافأته لطعن ملكه في قلبه |
Yani, Charlie'yi bıçaklama suçu birinin üzerine kalacak. | Open Subtitles | حسنٌ, سيتم إلقاء الملامة على أحدهم لطعن (تشارلي). |
Birisini 40 defa bıçaklamak, zaman, gayret ve kararlılık ister ve bu da geçmişinde yaşadığı bir travmayı belirtir. | Open Subtitles | الوقت و الجهد اللازمين لطعن شخص 40 مرة ذلك يتطلب إصرار من النوع الذي يشير لشخص تأثر بصدمة سابقة |
Bir arkadaşını sırtından bıçaklamak için güzel bir gün. | Open Subtitles | يوم لطيف لطعن صديق في ظهره |
Caddede, ben pezevengi bıçaklamaya hazırlanırken... bunu bana söylemen gerektiğini düşünmedin mi? | Open Subtitles | حينما تأهبت لطعن الوضيع في شارع السوق ألم تعترك رغبة في التلميح لهذا؟ |
Neden arkadaşlarını sırtından bıçaklamaya niyetli birine güveneyim? | Open Subtitles | لم قد أثق برجل على إستعداد لطعن أصدقاءه بظهورهم؟ |
Sence bunu birine saplamış olabilir miyim? | Open Subtitles | هل تظن أنني استخدمتها لطعن أحد؟ |
Daha az önce Dax'ın bir adamı delmek için tuvaletinin bir parçasını kullandığını öğrendim. | Open Subtitles | لقد اكتشفت للتو بأن (داكس) قد استعمل قطعة من المرحاض لطعن شخص ما. |
Başkalarını kalbinden bıçaklayacak cesareti olmalı. | Open Subtitles | عليه أن يملك الشجاعة لطعن شخص ما في القلب. |
- Biliyor musun Theo bir gün, bu herkesi sırtından bıçaklama isteğin senin çöküşüne neden olabilir. | Open Subtitles | أتعلم يا (ثيو)؟ إستعدادك لطعن أيّ شخص في ظهره بلا تمييز قد يؤدي إلى سقوطك يومًا ما. |
Benim üvey bıçaklama için. Evet, doğru. | Open Subtitles | لطعن زوج أمي ... نعم، حقا |
Ian'ı bıçaklamak için bir kemik mi kullanılmış? | Open Subtitles | إستخدم القاتل عظمة لطعن (إيان) |
Kardeşimi bir defadan fazla bıçaklamak zorunda kaldım. | Open Subtitles | أضطررت لطعن أخي لأكثر من مرة! |
Tanya'yı bıçaklamak için bunu kullandım. | Open Subtitles | (لقد إستخدمت هذه لطعن,(تانيا |
Kendini bıçaklamaya hazır insanlar falan vardır. | Open Subtitles | أناس مستعدين لطعن أنفسهم أو ما شابه |
- Dover'ın boğazına da... - ...onu saplamış. | Open Subtitles | -وذلك ما إستعمله لطعن (دوفر) في الحلق . |
Evet, söylenene göre o mızrak, İsa çarmıhta öldükten sonra cesedini delmek için kullanılmış. | Open Subtitles | نعم، إنها حربة يقال إنها استخدمت لطعن جنب (يسوع) بعدما مات على الصليب. |
Bu bir insanı bıçaklayacak bir sebep olamaz. | Open Subtitles | ذلك ليس سببا مقنعا لطعن شخص. |