Harare'de sıcak bir Ağustos sabahı Farai, iki çocuk annesi 24 yaşında bir kadın bir banka doğru adım atıyor. | TED | في أحد صبحيات أغسطس الدافئة في هراري، فاراي، أم لطفلين تبلغ من العمر 24 عامًا، تمشي نحو مقعد في حديقة. |
İki çocuk annesi Mary Freeman'ın kaybolması hususunda hiçbir şeyi yalanlamıyorlar. | Open Subtitles | لا يستبعد شيئاً في قضية اختفاء أم لطفلين وهي ماري فريمان |
İstediğin şey,iki çocuk annesi bir kadının geceleri rahat uyuyabilmesi. | Open Subtitles | الذي تريدينه هي ليلة من النوم العميق لأم عاملة لطفلين |
Eminim Larry'nin kendisine* çalıştığım... evli ve iki çocuklu bir kadınla zaman geçirmek dışında... yapacak daha iyi işleri vardır. | Open Subtitles | أظن أن لدى ( لاري ) أمورٌ أكثر أهمية من قضاء الوقت مع زوجةٍ سعيدةٍ وأم ٍ لطفلين أعمل عندها |
Lütfen. İki çocuğun olmak üzere. | Open Subtitles | رجاءاً , انت على وشك ان تصبح اباً لطفلين |
Erica sadece yirmi yedi yaşında ve iki çocuk annesiydi. | TED | كانت إيريكا تبلغ من العمر 27 سنة. أمٌ لطفلين. |
Ya da geri dönüp yüksek lisansını tamamlamak için bilgilerini tazelemek isteyen iki çocuk sahibi bekâr bir anne olan Jenny. | TED | أو جيني، والتي هي أم عازبة لطفلين وتريد صقل مهاراتها بحيث ترجع وتكمل دراستها للماجستير. |
Yakında genç olacak iki çocuk annesi biri olarak pornografi izlemenin onlara ne yapabileceğine dair kaygılarım vardı. | TED | وكأم لطفلين على مشارف المراهقة، كانت لدي مخاوفي عمّا يمكن لمشاهدة الإباحية أن تفعل بهم. |
Grenada ve Panama'da yoktum ama iki çocuk annesiyim. | Open Subtitles | أعني.. أعني أنني ربما لم أخدم في غرانادا أو باناما لكني أم لطفلين صغيرين |
Yıllar sonra aynı özelliklere sahip en az iki çocuk sahibi oldu. | Open Subtitles | وبعد سنوات أصبح أباً لطفلين على الأقل اللذان ورثا نفس الميزة |
Şurada bir öğretmen, şurada iki çocuk annesi. Borçlarını ödeyemeyen kişiler. | Open Subtitles | "مدرّس مدرسة هنا وأمّ لطفلين هناك، أشخاص لا يمكنهم سداد ديونهم" |
İntihar eden kadınlar da her zaman iki çocuk annesi. Bu da annesini ya da karısını temsil ediyor olabilir ama bu adamın evli olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | وبعدها تكون المنتحرة قفزاً أمّاً لطفلين دائماً، ولعلّ ذلك يمثّل أمّه أو زوجته |
Bir öğretmen ve iki çocuk annesiymiş. | Open Subtitles | إنها مُعلمّة مدرسية، و أم لطفلين صغيرين. |
Arkada iki çocuk için koltuk var, bagaj ise diğerlerine göre daha iyi. | Open Subtitles | يوجد متسع بالخلف لطفلين, وصندوق السيارة يتسع لطفلين أيضاً |
Genç yaşta iki çocuk babası, ...Uyuşturucu satıcılarına karşı çıkınca hayatını kaybetti. | Open Subtitles | أب شاب لطفلين وقف أمام تجار المخدرات ودفع ثمن ذلك حياته |
İki çocuk babası, doğruları söylemekten kaçınmayan adam için bulsun. | Open Subtitles | لذلك الأب لطفلين والذي لم يخشى التعبير عن الحق |
Bacağı çalınan adam lösemiden ölen 47 yaşında iki çocuk babası biri. | Open Subtitles | كان عمره 47سنة . أب لطفلين توفي بسرطان الدم #عافانا الله وإياكم# |
Grace Powell, 42 yaşında, iki çocuk annesi, kız kıza dışarı çıkıp eve dönmemiş. | Open Subtitles | امرأة عمرها 42 عاما,غرايس باول أم لطفلين خرجت في ليلة للسيدات و لم تعد للمنزل ابدا |
Evli ve iki çocuklu. | Open Subtitles | متزوج وأب لطفلين. |
Bak, sana bir şey olursa iki çocuğun babasız büyümesini istemedim. | Open Subtitles | أترى، لو سبق و حدث أي شيء لك، لم أكن أريد لطفلين أن يكبرا دون والد |
Ben iki çocuk babasıyım bir bebeğe asla Karakök verilmez | Open Subtitles | انا أبٌ لطفلين... وإياك أن تعطى جذر أسود لرضيعة... . |
İki çocuğum var. Oğlum on, kızım sekiz yaşında. | Open Subtitles | لطفلين فتى في الـ10, وفتاة في الـ8 |