Seni buraya çağırmamın asıl sebebi, iyi olduğundan emin olmaktı. | Open Subtitles | السبب الوحيد لطلبي لك لاتأكد انك بخير |
Seni buraya çağırmamın tek sebebi iyi olup olmadığına bakmaktı. | Open Subtitles | السبب الوحيد لطلبي لك |
Hope'u ve Ken'i çağırmamın bir sebebi var. | Open Subtitles | هناك سبب لطلبي لـ(هوب) و (كين) الإنضمام إلينا. |
Sana adımı değiştirdiğimi, ...ve senden buna saygı gösterip ricama itibar etmeni istediğimi... | Open Subtitles | أنا أقول لكم انني تغييره، وأنا فقط أطلب منك أن تحترم حقيقة أنني تغييره وتكريما لطلبي - |
Benim bencil kararıma uydular, benim de uygun bir bedel ödemem gerekirdi, haksız mıyım? | Open Subtitles | بما أنهم استمعوا لطلبي الأناني بالمقابل يجب علي أن أقدم هدية ملائمة |
Bay Shames, bunu sizden istemekten bile utanıyorum. | Open Subtitles | سيد (شايز)، إني أشعر بالخجل لطلبي ذلك حتّى |
Ve belki de buna zorunlu olmazdık eğer Sara ricama yanıt verseydi. | Open Subtitles | وربّما لن نُضطرّ لذلك إن استجابت (سارة) لطلبي |
Ve bu yüzden... bu konuda çok mutluyum ki hükümet yapması gerekeni yaptı ve kanıtın iddia ettiği şeyi gözden geçirme kararıma uydu. | Open Subtitles | اذا، أنا سعيد في هذا الشأن أن الحكومة قامة بمسؤوليتها وامتثلت لطلبي |
Bay Shames, bunu sizden istemekten bile utanıyorum. | Open Subtitles | سيد (شايز)، إني أشعر بالخجل لطلبي ذلك حتّى |