Lütfen daha sonra geldiklerinde etrafa salyalarını akıtma. | Open Subtitles | أرجوك فقط سيطر على لعابك عندما يأتون لا حقا |
Çünkü sen yerde salyalarını saçarken, dosyanı inceledim. | Open Subtitles | لقد تفقدتُ ملفك بينما كان لعابك يسيل على الأرض |
Ve bize idrarını, Tükürüğünü ve dışkını test için veriyorsun. | Open Subtitles | و تعطينا بولك و برازك و لعابك من أجل تحليلها |
Çıkarırken, bir iki damla salyanı onun sırtına doğru damlatırsın. | Open Subtitles | وأثناء ذلك تدع لعابك يسيل على مؤخرتها |
Hepsinin zekasını toplayıp yüzle çarpsan bile, ancak ayakkabını bağlayacak kadar zekaya sahip olursun, onda da üstünü başını Salya sümük etmezlerse. | Open Subtitles | إذا أخذت معدل ذكائهم مجتمعون وضربته في 100 قد يكون لديك ما يكفي، من الذكاء لربط حذائك اذا لم يسل لعابك عليك أولاً |
Dostum, salyan üstüme akıyor. | Open Subtitles | يارجل أنت تسيل لعابك فوقي |
Ablacığın salyanla birlikte virüsünü de emecek. | Open Subtitles | أنت سوف أبعد الفيروسات بعيدًا عنك بـ واسطة لعابك |
2.00'deki yeni imla oyununu bekliyorum... ve ben gerçekten-- tükürüğün gibi kokmak istemiyorum. | Open Subtitles | اني اضبط صوت المشهد للساعة الثانية اضافة الى اني لا اريد رائحة لعابك |
Altına yapacaksın, altına sıçacaksın salyaların akacak. | Open Subtitles | ستبول على نفسك وتتغوط أيضا وسيسيل لعابك من فمك |
Duş almam lazım şimdi, salyalarını temizleyeyim üzerimden. | Open Subtitles | علي الاستحمام حتى أزيل لعابك من على جسمي |
Şampanyaya salyalarını akıtmamaya söz verirsen tabii... | Open Subtitles | طالما تعدينني بالتوقّف عن إراقة لعابك على الشمبانيا. |
salyalarını holograma akıtma. | Open Subtitles | حاول أن لا يسيل لعابك على صوره ثلاثية الأبعاد |
Baban sana hiçbir şey bırakmadı mı ki her sene salyalarını akıtarak buraya geliyorsun? | Open Subtitles | ألم يترك لك أبوك أي شيء؟ أنت تأتي هنا ليسيل لعابك كل سنة. |
Kıyafetimin üzerine salyalarını akıtıyorsun. | Open Subtitles | لعابك يسيل على ما كنت سأتبرع به |
Önce saç telini, Tükürüğünü ve kanını paketleyeceğiz. | Open Subtitles | , أولا سنأخذ عينات من شعرك لعابك , ودمك |
Tükürüğünü ölü adamın üzerinde bulduk. | Open Subtitles | وجدنا لعابك على رجل التوصيل الميت |
Sen de kütük gibi durup, salyanı akıtıyorsun. | Open Subtitles | أنت تقف هناك ويسيل لعابك |
Senin salyanı benimkiyle karıştıyorum. | Open Subtitles | أمزجها مع لعابك |
her yerin Salya sümük olduğunu hayal edin. | Open Subtitles | حسنا.. تخيّلي لعابك يسيل و أنت لا تذكُرين أحبّتك |
Sen? Ciddi ciddi salyan akıyor. | Open Subtitles | هل انت انت فعلا يخرج لعابك |
Eğer alev varsa salyanla söndür. | Open Subtitles | . أتعلم ، إذا كان هناك حريق ، فضع عليه لعابك |
tükürüğün burada hızlı kurur, kardeşim. | Open Subtitles | . لعابك يجف سريعاً هنا , أخى |
Karşımda oturabiliyorsan ve salyaların akmıyorsa geçtin demektir. | Open Subtitles | وأنتٍ جالسة، ولا يُسيل لعابك على نفسك، لذا نجحتٍ. |
Ağzının suyu akıyor. Hissedebiliyorum. | Open Subtitles | ...لقد سال لعابك أكثر من اللازم, أشعر وكأنّني |