fahişeye paranın peşin ödenmesi gerektiğini her gerzek bilir. | Open Subtitles | أي غبي يعرف أنه يجب أن تدفع لعاهرة بالنقد |
Bir fahişeye 300 dolar bayıldıktan sonra, çenesini kapalı tutmasını beklersin. | Open Subtitles | تدفع 300 دولار لعاهرة وتتوقع منها أن تخرس |
Benim canım, güzel annemi bir fahişe için terkettiğine inanabiliyor musun? | Open Subtitles | أيمكنكِ تخيُّل أن أترك أمي العزيزة الحلوة لعاهرة ؟ |
Muhtemelen bu kaşar arkadaşların fahişe olmadan önce öldürüldüğü silah | Open Subtitles | ربما هذه الأداة التي أعطاها لي الإله لأقتل كل أصدقائك الذين يحاولون تحويلك لعاهرة |
Bir adamla bir orospu arasındaki alışveriş. - Hop, hop, dur. - Bas git buradan Hayes! | Open Subtitles | رجل دفع مالاً لعاهرة أخرج من هنا بحق اجحيم |
Sanki, bir fahişeyle birlikte olduktan sonra onun gidip herkese küçük bir aletin olduğunu söylemesi gibi. | Open Subtitles | كأنك تذهب لعاهرة وتذهب العاهرة وتخبر الجميع أن لديك قضيب صغير |
Görünen o ki, 40 yaşındaki bir fahişenin tek arkadaşıymış ve müşterileri rahatsız etmemesi için balkona kapatılmış. | Open Subtitles | فيما يبدو أنه كان رفيق وحيد لعاهرة أربعينية و قد حجزته بالشرفة لكي لا يزعج زبائنها، |
Tamam! Git penisini bir fahişeye yalat. Umrumda değil! | Open Subtitles | حسنا , اذهب لعاهرة تمص قضيبك , سترى ان كان يهمني |
İnternet sitesine göre ikinci kadın 13 ay önce kaybolan Danimarkalı bir fahişeye ait. | Open Subtitles | وفقاً للموقع الإلكتروني فإن الجثة الثانية على الجسر كانت لعاهرة دنماركية |
Evet, sonra bir seferinde de Leonard ile Howard'ı Las Vegas'a götürmüştük ve bir fahişeye Yahudi olduğunu söylemesi ve bizimkinin bamyasıyla ilgilenmesi için para vermiştik. | Open Subtitles | ودفعنا لعاهرة كي تتظاهر أنها يهودية وأنها أرادت مخلله اليهودي الصغير |
Yani bir fahişeye ihtiyacın var ki bu da seni pezevenk yapar. | Open Subtitles | إذاً أنت تحتاج لعاهرة.. وهذا يجعلك قوّاد |
Bir fahişeye sevişme teklif ettiğim için tutuklandım, o da polis çıktı. | Open Subtitles | لقد تم إعتقالي لإغوائي لعاهرة إتضح أنها شرطية. |
Tuvalette, doğranmış fahişe cesetleri bulmadığımız için her seferinde tatlı bir şaşkınlık yaşıyorum. | Open Subtitles | دائماً اتفاجئ بسرور عدم إيجادنا لعاهرة ميتة و مقطعة في الحمام |
İnsanların beni bir fahişe gibi görmesinin nedenini anlamıyorum. | Open Subtitles | أنا لا أرى لماذا أنا لايجب أن أحصل على شيئا ما من الناس يأخذنني لعاهرة |
Her şeyi aptal bir fahişe için tehlikeye atamazdım. | Open Subtitles | لم أكن لأغامر بكلّ شيء فداءً لعاهرة حمقاء |
İster başkanın eşi için olsun, ister sokaktaki orospu için. | Open Subtitles | -لا يهمنى إذا ما كان لزوجة الرئيس أو لعاهرة من الشارع |
Seni küçük orospu! Cehenneme git... | Open Subtitles | انتي لعاهرة.اذهبي للجحيم |
Seni yalancı orospu. | Open Subtitles | إنكِ لعاهرة كاذبة |
Vampirlerle dolu dünyada insan olmak kondom kullanmadan fahişeyle yatmak kadar güvenlidir. | Open Subtitles | بأن تكون بشراً في عالمٍ مليء بمصاصي الدماء آمنٌ مثل مضاجعتك لعاهرة بـ 5 دولارات |
Ve benim ona olan sevgim ölü bir fahişenin ses kaydına daima ağır basar. | Open Subtitles | وسأراهن على قوة ذلك الحب ضد تسجيل صوتي لعاهرة ميتة دائماً. |
Jonathan İngiliz hükümetinin Hamid'in fahişesine sığınacak liman vereceğini sanıyorsan bir kez daha düşün. | Open Subtitles | (جوناثان) لو كنت تظن أن الحكومة البريطانية ستكون مكاناً آمناً لعاهرة (حميد)، فكر مجدّداً |
Fahişelere ver demedim. | Open Subtitles | .ليس أن تعطيه لعاهرة |