Güle güle hanımefendi. Tezgâhtar kızın oyunumu fark edip benimle birlikte oynamasından mutluydum. | Open Subtitles | سرّني أنّ البائعة خمّنت لعبتي وتجاوبت معها. |
Yanıp kül oldukları zaman, ne iyidir kimsenin bilmemesi oyunumu | Open Subtitles | و عندما يحترق الرجال فهذا جيد لأن أحدا عندها لن يعرف لعبتي |
Bu ilk yaptığım, bir tür oyun şeyiydi, benim ciddi oyunum. | TED | و كان ذلك أول لعبة لعبتها، لعبتي الجادة |
Burası benim yerim, bu benim oyunum. | Open Subtitles | هذه منطقتي ، و هذه لعبتي. إنه ليس لديه شيئاً ليفعله هنا. |
Bu fırsatı bana video oyunumda yardımcı olan herkese teşekkür ederek kullanmak istiyorum. | Open Subtitles | أستغل هذه الفرصة لأشكر كل من ساعد في صنع لعبتي |
Ama sen benim oyuncağımı almıştın Yanına gelip telafi etmeyi umuyordum | Open Subtitles | و لكنك أخذت لعبتي - كنت آمل أن تأتي لتستعيدها - |
Benim oyunumu ister misin? Oyunumla baş edemezsin. | Open Subtitles | لم يكن بإمكانك أن تتعامل مع لعبتي ، أيها الأحمق أنت مغلوب |
oyunumu bozmayın. Ona karışmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا تضعي الملح في لعبتي أنا لست أحاول الوصول إليها |
oyunumu bozmayın. Ona karışmak istemiyorum. | Open Subtitles | لا تضعي الملح في لعبتي أنا لست أحاول الوصول إليها |
Benim oyunum içerisinde bir gün... kalbimi düzeltecek bir adama saldırmak yok! | Open Subtitles | لعبتي لا تشمل الهجوم على رجل قد يضع البالونات في قلبي |
Şey, fast food benim oyunum, tatlım. | Open Subtitles | حسنا ، ان لعبة معرفة الطعام هي لعبتي ، عزيزي ؟ |
"Şu lanet kimlik"in nerede olduğunu bir benim bildiğimi düşünürsen, bu benim oyunum. | Open Subtitles | انها لعبتي ، و انا الوحيده التى اعرف مكان الهويه |
Hayır, benim en sevdiğim oyun sana söylemek için can attığım, fakat söylemediğim şeyleri saymak. | Open Subtitles | لا ، لعبتي المفضلة هي عد الأشياء التي أريد أن أقولها ولا اقولها |
Peki, ben de "oyun"um. | Open Subtitles | حسناً، لعبتي محبوكة بشكل جيد، وتجعلك متشوقاً للأحداث |
- Alkolik bir adli tabibin beni kendi oyunumda köşeye kıstırdığına inanamıyorum. | Open Subtitles | -لأني أرفض أن أصدق أن مساعد طبي ثمل يغلبني في لعبتي |
Yardımcıların zamansız öldüler ve en sevdiğim oyuncağımı kaybettin. | Open Subtitles | وزملائك ماتوا قبل أوانهم وانت فقدت لعبتي المُفضلة ؟ |
Ve birden anladım ki benim oyunuma katılarak meydan okuyuşumu kabul ederek kendi acısının benimkinden fazla olduğunu göstermişti. | Open Subtitles | وفجأة فهمت أنه كان مشتركا في لعبتي قابلا للتحدي |
oyunumun ölmesine izin veremem. | Open Subtitles | إن لعبتي بداخله، لا يمكنني أن أترك اللعبة تموت |
Onun hayatının projesi benim oyuncağım oldu. | Open Subtitles | إن مشروع حياته هو الآن لعبتي الخاصة |
Göğüs göğüse çarpışabilme ihtimali olan herhangi bir spor dalında oynadın mı? | Open Subtitles | هل لعبتي أية رياضه تعرضتي خلالها للضرب على الصدر؟ |
Kartlarını doğru oynarsan küçük Billy'i görebilirsin. | Open Subtitles | حسناً, ربما إذا لعبتي بطاقتك بالطريقة الصحيحة سترينني, أيها الأرنب الصغير |
Bugün sizlere en sevdiğim oyunu öğreteceğim. Çok Oyunculu Kitlesel Parmak-Güreşi. | TED | سأعلّمكم اليوم كيفيّة لعب لعبتي المفضّلة: مصارعة إبهام شديدة تعدّد اللاعبين. |
En sevdiğim oyundur. Ama kazandığında ne diye bağırdığını hatırlayamıyorum. | Open Subtitles | هذه لعبتي المفضلة لكن لا أتذكر بما تصيح حين تفوز |
Bir süreliğine oyundan uzaklaşmıştım ama artık geri döndüm. | Open Subtitles | لقد ابتعدت عن لعبتي قليلا، لكنني الآن عدتُ |
Pennington adımdı, hisse senetleri ve tahviller benim oyunumdu. | Open Subtitles | أسم بنننجتون , المواثيق و السندات كانتا لعبتي |
Sana bir şey söyleyeyim... oyunun, benim oyunumdan çok uzak. | Open Subtitles | دعيني اخبرك شيئاً لعبتك لا تصل إلى مستوى لعبتي |