Yalnızca 180 santimetrelik kanat genişliği ile bu akbaba, alçak basınç alanlarını kullanarak bazen saatlerce havada kalıp Portekiz'deki yuvasından Afrika'ya göç etti. | TED | بطول جناح من 180 سنتيمتر فقط، هذا النسر المهاجر لأفريقيا من عُشّه في البرتغال، مُعتمدًا على تيّارات صاعدة حراريّة ليبقى عاليًا لعدّة ساعات. |
Her zaman 50 bin taraftarın destek vermek için ayağa kalktığını burayı saatlerce aydınlatmak için yeterli elektriği üretebilirler. | Open Subtitles | يستطيعون توليد طاقة كهربائية كافية لإضاء المكان لعدّة ساعات |
Meclis üyesinin saatlerce kaybolduğunu da söylemiştiniz. | Open Subtitles | قلتِ بأنّ المستشار تغيبَ لعدّة ساعات. |
Dr. Saroyan, kurbanın saatlerce ayakta durduğunu söylediğinde bir şey beni kemirmeye başlamıştı. | Open Subtitles | عندما تحدّثت الد. (سارويان) عن كون الضحية كانت تقف على قدميها لعدّة ساعات... -فقد بدأ الأمر يُفهم لي . |