Muhtemelen madde olmayan hiçbir toplum olmadı. | TED | لعله لم يوجد ما يسمى بالمجتمع الخالي من المخدرات |
Muhtemelen biraz votka içip olayları karıştırmıştır. | Open Subtitles | لقد خلط الأمور ببعضها، أو لعله كان يريد بعض الفودكا منكِ. |
Muhtemelen kadrosunu büyük güne hazırlıyordur. | Open Subtitles | أنه متقدم في كل صناديق الاقتراع لعله خرج يشتري أحذية جري لفريقه الانتقالي |
belki hiçbir şey olmamıştır. belki de orada ateş edilmemiştir. | Open Subtitles | لعله لا يكون شيئاً لعله لم يكن هنالك دويّ، تعرفين؟ |
belki de yanlış saymaktan korkuyordur. 5 tane sayacak ya. | Open Subtitles | لعله يخشى أن يخطئ العد ستعد حتى تصل للأمر الخامس |
belki biraz uçuktu ama hayatta kalmak için gerekeni yapmalıyız, değil mi? | Open Subtitles | لعله جنوني بعض الشيء، لكن المرء يفعل ما عليه فعله لينجو، صحيح؟ |
O her kimse onu bekleyen korkunç şeylerden haberi yok olmalı. | Open Subtitles | في عمق نار الجحيم اشكرك لافكارك اللطيفه جيوسيب لعله يوجد ليني الآن بخير وسلام |
Muhtemelen parmaklarının çikolata olmasını istemiyordur. | Open Subtitles | لعله لا يريد أن تتسخ أصابعه بالشوكولاتة. |
Şey, o ikinci el bir araba. Muhtemelen istasyonları değiştirmemiştir. | Open Subtitles | إنها سيارة مستعملة، لعله لم يغيّر الاعدادات أصلاً. |
-Eğer Lancaster kasabasından geliyorsa Muhtemelen Memmonit'tir. | Open Subtitles | ــ لعله من المينونيت ــ ما هو المينونيت ؟ |
Bilmiyorum. Muhtemelen o kadın ya da adam işinde iyiyse çok kazanır. | Open Subtitles | لا أعلم, لعله أجر مرتفع إن كان ناجحاً أو كانت ناجحة |
Bu evde daha ilk gecesi olduğu için, Muhtemelen uyuyamamıştır. | Open Subtitles | وهذه أول ليلة له في منزل جديد و لعله لم يتمكن من النوم |
Bu çok normal. Muhtemelen 80. defa tuvalete gidiyordur. | Open Subtitles | هذا معتاد، لعله سيدخل الحمّام للمرة الثمانين |
Muhtemelen, telefonda konuşurken önüne koyuyorlar ve telefonda konuşurken yüzlercesini imzalıyor. | Open Subtitles | لعله يدخل الى مكتبه في احد الايام ويوقع حوالي المئة منها وهو يتحدث على الهاتف |
- belki onları çağırsan iyi olur canım. - Peki. | Open Subtitles | لعله من المستحسن أن تقومي بدعوتهم يا عزيزتي |
belki de silah kullanmamalıyım. | Open Subtitles | ربما لا يجدر بى إستخدام المسدس على الإطلاق لعله أفضل لكلانا |
belki de şu meşhur fazla kromozomdan vardır? | Open Subtitles | لعله لديه هذا الكروموزوم المعروف الزائد؟ |
Artık belki huzur bulabilir. Dünyada çok az huzur bulabildi. | Open Subtitles | لعله وجد السلام الآن فهو لم يحظى بالكثير منه على الأرض |
belki de işi dublörüne yaptırmalısın? | Open Subtitles | لعله يجدر بممثلكِ البديل أن يؤدي بدلاً منكِ |
belki de karımı ve yeğenimi buraya getirmem hataydı. | Open Subtitles | لعله كان من الخطأ إحضار زوجتي وابنة أختي هنا |
Bu odaya gelmek senin için garip olmalı. | Open Subtitles | لعله من الغريب عليك المجيء إلى هذه الغرفة |
Bilmiyorum, Bir ses duydum, ve sonra gitmişti, düşmüş olmalı. | Open Subtitles | لا أدري. سمعت صوت تهشم وقد اختفى، لعله سقط |