"لعله" - Traduction Arabe en Turc

    • Muhtemelen
        
    • belki
        
    • olmalı
        
    Muhtemelen madde olmayan hiçbir toplum olmadı. TED لعله لم يوجد ما يسمى بالمجتمع الخالي من المخدرات
    Muhtemelen biraz votka içip olayları karıştırmıştır. Open Subtitles لقد خلط الأمور ببعضها، أو لعله كان يريد بعض الفودكا منكِ.
    Muhtemelen kadrosunu büyük güne hazırlıyordur. Open Subtitles أنه متقدم في كل صناديق الاقتراع لعله خرج يشتري أحذية جري لفريقه الانتقالي
    belki hiçbir şey olmamıştır. belki de orada ateş edilmemiştir. Open Subtitles لعله لا يكون شيئاً لعله لم يكن هنالك دويّ، تعرفين؟
    belki de yanlış saymaktan korkuyordur. 5 tane sayacak ya. Open Subtitles لعله يخشى أن يخطئ العد ستعد حتى تصل للأمر الخامس
    belki biraz uçuktu ama hayatta kalmak için gerekeni yapmalıyız, değil mi? Open Subtitles لعله جنوني بعض الشيء، لكن المرء يفعل ما عليه فعله لينجو، صحيح؟
    O her kimse onu bekleyen korkunç şeylerden haberi yok olmalı. Open Subtitles في عمق نار الجحيم اشكرك لافكارك اللطيفه جيوسيب لعله يوجد ليني الآن بخير وسلام
    Muhtemelen parmaklarının çikolata olmasını istemiyordur. Open Subtitles لعله لا يريد أن تتسخ أصابعه بالشوكولاتة.
    Şey, o ikinci el bir araba. Muhtemelen istasyonları değiştirmemiştir. Open Subtitles إنها سيارة مستعملة، لعله لم يغيّر الاعدادات أصلاً.
    -Eğer Lancaster kasabasından geliyorsa Muhtemelen Memmonit'tir. Open Subtitles ــ لعله من المينونيت ــ ما هو المينونيت ؟
    Bilmiyorum. Muhtemelen o kadın ya da adam işinde iyiyse çok kazanır. Open Subtitles لا أعلم, لعله أجر مرتفع إن كان ناجحاً أو كانت ناجحة
    Bu evde daha ilk gecesi olduğu için, Muhtemelen uyuyamamıştır. Open Subtitles وهذه أول ليلة له في منزل جديد و لعله لم يتمكن من النوم
    Bu çok normal. Muhtemelen 80. defa tuvalete gidiyordur. Open Subtitles هذا معتاد، لعله سيدخل الحمّام للمرة الثمانين
    Muhtemelen, telefonda konuşurken önüne koyuyorlar ve telefonda konuşurken yüzlercesini imzalıyor. Open Subtitles لعله يدخل الى مكتبه في احد الايام ويوقع حوالي المئة منها وهو يتحدث على الهاتف
    - belki onları çağırsan iyi olur canım. - Peki. Open Subtitles لعله من المستحسن أن تقومي بدعوتهم يا عزيزتي
    belki de silah kullanmamalıyım. Open Subtitles ربما لا يجدر بى إستخدام المسدس على الإطلاق لعله أفضل لكلانا
    belki de şu meşhur fazla kromozomdan vardır? Open Subtitles لعله لديه هذا الكروموزوم المعروف الزائد؟
    Artık belki huzur bulabilir. Dünyada çok az huzur bulabildi. Open Subtitles لعله وجد السلام الآن فهو لم يحظى بالكثير منه على الأرض
    belki de işi dublörüne yaptırmalısın? Open Subtitles لعله يجدر بممثلكِ البديل أن يؤدي بدلاً منكِ
    belki de karımı ve yeğenimi buraya getirmem hataydı. Open Subtitles لعله كان من الخطأ إحضار زوجتي وابنة أختي هنا
    Bu odaya gelmek senin için garip olmalı. Open Subtitles لعله من الغريب عليك المجيء إلى هذه الغرفة
    Bilmiyorum, Bir ses duydum, ve sonra gitmişti, düşmüş olmalı. Open Subtitles لا أدري. سمعت صوت تهشم وقد اختفى، لعله سقط

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus