Bence o şeyin gözlerinin içine baktığında bir tarafın iki yıl önce gemiye acemi pilot olarak gelen genç kızı görüyor hâlâ. | Open Subtitles | أعتقد أن جزءاً منك ينظر لعيون ذلك الشيء ويرى تلك الفتاة الصغيرة التى قضت سنيتن كطيار مخادع على متن السفينة |
Bir köşeden başlayın ve orada kim oturuyorsa gözlerinin içine bakın. - Merhaba. - Merhaba. | Open Subtitles | إبدأ في جانب آخر وأنظر لعيون من هناك مرحباً |
Her neyse, benim geldiğim yerde, yaşça büyüklerin gözlerinin içine bakılmaz. | Open Subtitles | على أي حال, في بيتنا لا نستطيع النظر حتى لعيون كبار السن |
Neden dışarı çıkıp o insanlara buraya geldikleri için teşekkür etmiyorsun ve bunu yaparken birisinin gözlerine bakarak yap. | Open Subtitles | لم لا تظهر وتشكر أولئك الناس على مجيئهم وتنظر لعيون أحدهم؟ |
Yoldaşının gözlerine iç. İşte bu dün ölenlerin şerefine | Open Subtitles | "واشرب كُرمى لعيون أصدقائك، فها نخب لمن ماتَ منهم" |
Judith'in gözlerine bak, içinde ki duyguya. | Open Subtitles | انظري لعيون "جوديث" العاطفة فيها. |
Peygamber devesi karidesinin gözlerinin karmaşık yapısı ona inanılmaz ve kesin bir derinlik algısı sunuyor. | Open Subtitles | البنية المعقدة لعيون روبيان السرعوف يعطيه إدراك دقيق وعميق بشكل لا يصدق. |
Öncelikle üç ana yırtıcı köpek balığının, yani büyük beyaz, kaplan ve boğa köpek balığının gözlerinin karakteristiklerini, fiziksel karakteristiklerini çıkardık. | TED | الأمر الأول هو أننا حددنا الملامح، الملامح الفيزيائية لعيون الثلاثة قروش المفترسة الرئيسية، القرش الأبيض والقرش الببري والقرش الثور. |
Suçu şüphelinin gözlerinin önüne sermek. | Open Subtitles | -من خلال تقديم الجريمة لعيون المشتبه فيه |