"لغريب" - Traduction Arabe en Turc

    • yabancıya
        
    • yabancı
        
    • yabancının
        
    • yabancıyla
        
    • yabancılara
        
    • tanımadığın birine
        
    Bu durum, gerçekten yardıma ihtiyacı olan bir yabancıya el uzatmayı zorlaştırır. Open Subtitles يجعلها صعبة امتداد اليد لغريب قد يحتاج فعلاَ المساعدة
    Bunu bir yabancıya anlattığıma inanamıyorum. Open Subtitles لا أستطيع أن أصدق انني قلت ذلك لغريب تماما
    O Casterly Kayası'nın varisiydi bense bir yabancıya satılacak ve onun istediği yere götürebileceği bir at gibiydim. Open Subtitles كان وريثاً للقلعة الحجرية وباعوني لغريب مثل الحصان ليركبني عندما يحب
    Biliyor musunuz, kameranızı tamamen yabancı birine verme hareketi o kadar evrensel ki, olağanüstü. TED كما تعلمون كم هو مثير جداً التصرف في تمرير آلة التصوير لغريب كلياً لكي يلتقط لك صورة
    yabancı birine satmak istemiyorlar. Senin arkadaşların, değil mi? Open Subtitles لا يريدون البيع لغريب إنهم أصدقائك صحيح؟
    Bilirsin, bi yabancının gelip, küçük bir çocuğu götürmek istemesini istemezler. Open Subtitles تعلم، هم لايرديون لغريب أن يدخل، قائلاً أنه سيأخذ طفل ضغير.
    İnsan bir yabancıyla ne konuşur ki? Open Subtitles ما الذي يمكنك قوله لغريب تامّ؟
    ve bunu izledikten sonra, kendilerine gösterilen sıkıntı içerisindeki yabancılara kendi zamanlarından ne kadar ayırabileceklerini inceledik. TED وبعد مشاهدتهم له نظرنا إلى استعداد الناس لتقديم وقتهم لغريب قُدم لهم في المختبر وكان في محنة
    Tıpkı restoran giderken aldığın bir ilaç gibi işten eve geldiğinde aldığın ya da evine gelen bir yabancıya bir anda teklif ettiğin gibi. Open Subtitles كالمخدر الذي تحصل عليه عندما تذهب للمطعم أو الذهاب للمنزل بعد العمل, .أو تقديمها لغريب لحظة دخوله لمنزلك
    Ne olursa olsun bunu bir yabancıya yapmak istemen dünyalara bedel. Open Subtitles مهما يكن ما سيحدث، حقيقة أنك ستفعل ذلك لغريب يعني كل شيء
    Sen ise, bir yabancıya böbreğini vermek için hastanedesin. Open Subtitles بينما أنتِ في مشفى تهبينَ كليتكِ لغريب
    Eskiden harika bir hayatımız olduğunu anlıyorum ama şu an bir yabancıya bakıyormuş gibi hissediyorum. Open Subtitles "أعي أنّنا عشنا حياةً مذهلة معًا، لكنّي الآن أشعر وكأنّي أرنو لغريب"
    Eskiden harika bir hayatımız olduğunu anlıyorum ama şu an bir yabancıya bakıyormuş gibi hissediyorum. Open Subtitles "أعي أنّنا عشنا حياةً مذهلة معًا، لكنّي الآن أشعر وكأنّي أرنو لغريب"
    Her şeyi bir yabancıya mı anlattın? Open Subtitles أبحتِ بكل شئ لغريب ؟
    Aile içinde kalmalıydı. yabancıya gidemezdi! Open Subtitles لا يستطيعون اعطائها لغريب
    Bir otel odasında, okulda veya sokakta bir yabancı için mastürbasyon yapmak gibi. Open Subtitles مثل الإستمناء لغريب في غرفة فندق، في المدرسة أو الشارع.
    Bazen kurtarması zor olan yanan binadaki yabancı değildir. Sana en yakın olan kişidir. Open Subtitles أحياناً أصعب عملية إنقاذ، ليست لغريب في مبنى يحترق، بل لشخص قريب من قلبك
    Sizi evlendirmesi için bulduğun yabancı birinin garip, korkunç kuzeni. Open Subtitles إبن عم غريب ومخيف يقرب لغريب عجوز سيزوجكم
    Niye aile meselelerini ağzına sıçtığım bir yabancının yanında lak lak konuşuyorsun? Open Subtitles لمَ تفرط بذكر الشؤون العائليّة لغريب لعين؟
    Benden senin olmamı istiyorsun, bir yabancının, kendi isteğim ile. Open Subtitles أنت تطلب منى ان اكون لك, لغريب... بارادتى الحرة
    İnsan bir yabancıyla ne konuşur ki? Open Subtitles ما الذي يمكنك قوله لغريب تامّ؟ غريب؟
    Fakat güvenliğiniz için, evde yalnız başınızayken kapıları kilitli tutun ve yabancılara kapıyı açmayın, tamam mı? Open Subtitles أريدكم أن تبقيوا بابكم مغلق.. حينما تكونوا بالمنزل وحدكم ولا تفتح الباب لغريب قط، حسنًا؟
    Kötü bir Salvatore olmak kolay gibi görünebilir ama yakında kendini bir yolun ortasında uzanırken ve hiç tanımadığın birine içini döküp varoluş amacını sorgularken bulabilirsin. Open Subtitles أعلم أنّه ربّما يبدو سهلًا تمثيل دور ابن (سلفاتور) القاسي لكن قريبًا ستجد نفسك مستلقيًا على قارعة الطريق تشكو لوعة فؤادك لغريب حيال معاناتك محنة وجوديّة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus