Bunu denizaltıyla Bir süre takip etmek zorunda kaldık, çünkü bu balığın en yüksek hızı 23 deniz mili, denizaltının da en yüksek hızıydı. | TED | كان علينا ان نلاحقه بواسطة الغواصة لفترة من الزمن لان سرعة هذه السمكة القصوى هي عقدة واحدة وكذلك سرعة الغواصة |
Bir süre yalnız kurt takılmıştım. | Open Subtitles | أتعلم لقد كنت ذئباً منفرداً لفترة من الزمن |
Seninle tanışmadan az önce Bir süre Londra'da yaşadım. | Open Subtitles | قبل وقت ليس بطويل من التقائنا، كنت أعيش في لندن لفترة من الزمن |
Eğer inek mor olsaydı, Bir süreliğine onu farkederdiniz. | TED | إذا كانت البقرة وردية اللون، فستلاحظها لفترة من الزمن. |
Size az önce bir fotoğrafını gösterdiğim arkadaşım Chris, Bir süredir akıl hastalığıyla savaş veriyordu. | TED | ان صديقي كريس .. الذي اريتكم صورته من قليل كان يعاني من بعض المشاكل العقلية لفترة من الزمن |
Burada Bir süre daha kalacaksınız. | Open Subtitles | وستبقي هنا لفترة من الزمن فالطرق كلها مسدودة |
Uzun süre kâbus görecek. Tabelaya hızla çarpmışlar. | Open Subtitles | ستلم بهم الكوابيس لفترة من الزمن يلزم أنهم كانو مسرعين |
Hayır, Bir süre sizinle takılabileceğime inanıyorum. | Open Subtitles | لا، أعتقد أنني أستطيع التسكع معكما لفترة من الزمن |
Hayır, sadece Bir süre seni göremeyeceğim. | Open Subtitles | لا , أنا فقط لن أعود لأراك لفترة من الزمن |
Orada Bir süre oturduktan sonra içeriye bu kız girdi. Çok seksi görünüyordu. Arkamızdaki masada oturuyordu ve bir arkadaşıyla konuşuyordu. | Open Subtitles | بينما كنا هناك لفترة من الزمن دخلت هذه الفتاة الى البار.. |
Ben de Bir süre kafamı dinleyip düşünme fırsatı bulurum. | Open Subtitles | ربما يجب علي أن أبقى وحيدة لفترة من الزمن أو شيء ما |
- Evet, evet. - Bu çok ilginç. Yani belirli Bir süre inceleyip öğrenmen gerekiyor. | Open Subtitles | هذا رائع إذن فقد كان عليك أن تتعلم ذلك لفترة من الزمن |
Bir süre için burada olacaksınız sanırım. | Open Subtitles | لدىّ شعور بأنكم ستبقون هنا لفترة من الزمن |
Fransa'da, St. Tropez'de. Bir süre orada yaşadım sayılır. | Open Subtitles | في فرنسا في سانت تروبيه كنت اعيش هناك لفترة من الزمن |
Ama sen, yeni bir kişi olmalısın, en azından Bir süre için. | Open Subtitles | لكنك ستكون بمنزلة القادم الجديد لفترة من الزمن على الأقل |
- Bu seni Bir süre uyanık tutar. - Vincent. | Open Subtitles | وهذا يجب ان يبقيك مستيقضا لفترة من الزمن |
Bir süreliğine, sizi istediğimiz kadar dövebileceğiz! | Open Subtitles | لفترة من الزمن, سنتمكن من سحقكم كما نريد |
Onunla Bir süreliğine konuşma imkanı bulamayacaksın. | Open Subtitles | لن يكون بمقدورك التحدث إليه لفترة من الزمن |
CA: Bunun da ötesinde bu kabile duygusunu Bir süredir arttırıyoruz. | TED | كريس: ونحن نوسعُ بالفعل معنى القبيلة لفترة من الزمن. |
Evet, Bir süredir burda yaşıyorum. Gel, ahbap. | Open Subtitles | نعم, لقد عشت هنا لفترة من الزمن هيا يا رجل |
Akciğerlerinden bulduğum kan, aldığı ilk darbeden sonra Bir süre daha yaşadığını gösteriyor. | Open Subtitles | لقد وجدت أثارا للدم داخل رئتيه، مما يشير إلى أنّه عاش لفترة من الزمن بعد الضربة الأولى. |
Uzun süre kâbus görecek. Tabelaya hızla çarpmışlar. | Open Subtitles | ستلم بهم الكوابيس لفترة من الزمن يلزم أنهم كانو مسرعين |