Oğlumdan o mektubu aldığımda, bir günlük tutmaya başladım çocukluğumda ve hapiste yaşadığım şeyler hakkında ve bunun bana yaptığı da aklımı telafi etmek fikrine açtı. | TED | عندما حصلت على تلك الرسالة من ابني، بدأت في كتابة يوميات عن الأشياء التي مررت بها في طفولتي وفي السجن، وذلك قد فتح عقلي لفكرة الغفران. |
Marge Simpson'ın film festivali fikrine katılanlar? | Open Subtitles | هل الكل مؤيد لفكرة مارج بإقامة مهرجان سينمائي؟ |
Kötü bir fikrimiz olduğunda, kötü fikre yanıtımız fikirsizlik değildir, düşünmeyi bırakmamaktır. | TED | حين تكون لدينا فكرة سيئة، تستجيب لفكرة سيئة ليس بلا أفكار، لا أن نتوقف عن التفكير. |
Önemsiz olman fikrini üzerine alınıyorduysan alınmamalısın, bunu bağrına basmalısın. | Open Subtitles | إن كنت تشعر بالإهانة لفكرة انك تافه بل اعتز بها |
Görüyorsunuz özgürlükler ülkesi ve cesurların anavatanı olmak fikri Amerika'nın kumaşını örüyor. | TED | لفكرة كون أمريكا أرض الأحرار وموطن الشجعان، قد نُسجت في بِنية أمريكا. |
Aşağıya sızma siyaseti fikrinin ise bence çok sayıda iyi tarafı var. | Open Subtitles | و لدي شعور ان هناك الكثير من الأحقية لفكرة الإعفاءأت الضريبية الدبلوماسية |
Herkes benim tekrar piyano çalmam düşüncesiyle heyecanlıydı. | Open Subtitles | الكل كان متحمسا لفكرة تعلمي لعزف . البيانو مرة أخرى . ماو ماو .. كانت متطلعة لتعليمي |
Kendini güçlü hissetmeye başlıyor. Yapması gerekenin bu olduğu fikrine kendini adıyor. | Open Subtitles | واستسلم لفكرة أنّ هذا بالضبط هو ما قدّر له ليفعله |
Sadece, başka birini sevebileceğim fikrine dayanamıyorsun. | Open Subtitles | أنت فقط لا يمكن أن ترضخ لفكرة أنني أحب شخص آخر |
Onsuz bir dünya fikrine her ne kadar bayılsam da Dan ile Blair'in fotoğrafları, sorunları yaratanın sırlar olmadığını fark etmemi sağladı. | Open Subtitles | بقدر حبى لفكرة العالم بدونها صور " دان " و " بلير " جعلتنى ادرك انه ليست الاسرار هى ما تسبب المشاكل |
Kötü bir fikre yanıt, mesela tungsten ampul, bu daha iyi bir fikir. Tamam mı? | TED | الإستجابة لفكرة سيئة، مثلا، لنقل، مصباح التنغستن، هو فكرة أحسن. حسنا؟ |
Lori, avcının öldürüldüğü ormana gitmek gibi berbat bir fikre kapılmış. | Open Subtitles | لوري مشدودة لفكرة ستذهب الى منطقة الحطب المكان الذي قتل فيه بعض الصيادين |
Onu heyecanlandıracak ama aynı zamanda güven verecek bir fikre ihtiyacın var. | Open Subtitles | تحتاج لفكرة تبهجها ولكن عليك طمأنتها بنفس الوقت |
Nasıl oluyor da gerçekten fakir olan insanlar bile tercih fikrini bizim kabul ettiğimiz makul tercih fikriyle özdeşleştirebiliyorlar? | TED | كيف يمكن للفقراء حتى أن يكونوا مازالوا مرتبطين بقوة بفكرة الاختيار هذا التبرير لفكرة الخيار الذي نعتنقه |
Bütün bu şeyler bilgiye bağlanabilme fikrini hayata geçirebilmek için. | TED | كل هذه الأشياء حول السماح لفكرة التشبيك الى البيانات. |
- Yardımımı kabul etmemenin sebebi bu beyefendinin fikrini duymak istememenle aynı. | Open Subtitles | -سبب عدم قبولك لمساعدتي هو نفس سبب عدم سماعك لفكرة هذا الرجل |
Otaku olmadan, bir ürünü yapmak, bir fikri pazarlamak, herhangi bir probleme çözüm getirmek neredeyse imkansızdır. | TED | لتصنع منتجاً، للترويج لفكرة ما ، للوصول لأي مشكلة تريد أن تحلها ليس لذلك جمهور مع أوتاكو، إنه شبه مستحيل. |
O zaman Bay Highsmith'in yeni fikri çok mantıklı. | Open Subtitles | من المحتمل تفكير السيد هاي سميث ذهب لفكرة جديدة كاملة |
Sanırım bu, insanı bir makine olarak görme fikrinin ortaya çıkışıydı. | Open Subtitles | أفترض أن هذا تطور لفكرة تفسير الإنسان كأنه آلة |
Kuyruksuz maymunlarla ortak bir atayı paylaşıyor olduğumuz düşüncesiyle gelen rahatsızlığın sancılarını hepimiz anlıyoruz. | Open Subtitles | كلنا يفهم الوخز الغير مريح لفكرة اننا نتشارك سلف مشترك مع القرود |
Aldığımız bu anahtar kavramlar bir fikrin matematiksel yapısını oluşturuyor. | TED | ونستعمل تلك المفاهيم الرئيسية، وتكون لنا هذا الهيكل الرياضي لفكرة |
Örneğin, bazı öğretmenlerin sınıflarındaki kamera fikrinden rahatsız olabileceklerini biliyorum. | TED | فعلى سبيل المثال، أعرف بعض المدرسين ليسوا مرتاحين لفكرة الكاميرا في الأقسام. |
Diğer bir deyişle, buradaki tek bir düşünce bir erkeğin tahrik olması için yeterli olacaktır. | Open Subtitles | بكلمات أخرى .. الرجل يحتاج لفكرة واحدة هنا لتثير شهوته. |
Şimdi, Einstein demiş ki, "Başta delice gelmeyen bir fikir için umut yoktur." | TED | إذا، يقول انشتاين "ليس هناك أمل ، لفكرة لا تبدو مجنونة لأول وهلة" |
Belki bazı eşsiz romantik temalardan haberi vardır. | Open Subtitles | قد ينجذب لفكرة رومانسية فريدة |