Buraya Sam yüzünden geldi. Sam'den etkilenmiş. | Open Subtitles | لقد أتت إلى هنا من أجل سام إنها ملهمة بـ د.سام |
Buraya kendi başına geldi, ve biz şehirdeki bütün hastaneleri arayıp bildirdik. | Open Subtitles | لقد أتت إلى هنا بنفسها .. وحاولنا الاتصال بكم وبكل مستشفى بالمدينة لنعرف من أين أتت .. |
Buraya geldi, sana takıldı ve üstelik de nişanlı? | Open Subtitles | لقد أتت إلى هنا و تورطت معك و في الآخر تطلع مخطوبة؟ |
Gribe benzer belirtilerle geldi şimdi hırıltısı var | Open Subtitles | لقد أتت إلى هنا بأعراض تشبه الزّكام و الآن أصيبت بالصرير |
Dün akşam geldi. | Open Subtitles | لقد أتت إلى هنا في وقتِ متأخر من يوم أمس |
Kamu hizmetini tamamlamak için iki sene önce geldi ve o günden beri de ondan kurtulamadık. | Open Subtitles | لقد أتت إلى هنا منذ سنتين لقضاء خدمة مجتمعها لم تكن قادرة على التخلص منها منذ ذلك الحين |
Belki de buraya gelmemiştir. geldi. | Open Subtitles | ربما لم تأتى إلى هنا - لقد أتت إلى هنا - |
Buraya yazdığı makale ile ilgili finansal usulsüzlük suçlaması ile ilgili geldi. | Open Subtitles | لقد أتت إلى هنا بخصوص مقالة كانت تكتبها... واتهامات لي بعمليات احتيال مالية |
- Buraya viski bakmaya geldi ama ona viski yerine bir şişe bira verdiler. | Open Subtitles | لقد أتت إلى هنا لاحتساء الـ"بربون" ولكنها اكتفت بكأس من البيرة بدلاً عنه |
Buraya bir okul gezisiyle geldi ve ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لقد أتت إلى هنا فى رحلة مدرسية وإختفت |
Buraya bir okul gezisiyle geldi ve ortadan kayboldu. | Open Subtitles | لقد أتت إلى هنا فى رحلة مدرسية وإختفت |
Hayır. Buraya geldi. | Open Subtitles | لا , لقد أتت إلى هنا |
Hayır, kendi isteğiyle geldi. | Open Subtitles | لا، لقد أتت إلى هنا طوعًا |
Buraya geldi. | Open Subtitles | لقد أتت إلى هنا |
O özür dilemek için geldi. | Open Subtitles | لقد أتت إلى هنا للإعتذار |
Cabe, haftaya verebilecekken sana bir şey vermek için Şükran Günü'nde buraya geldi. | Open Subtitles | (كايب)، لقد أتت إلى هنا في عيد الشكر لتعطيك شيئا كان من الممكن أن تعطيك إياه في الأسبوع القادم |
O da Sully ile birlikte buraya geldi, değil mi? | Open Subtitles | لقد أتت إلى هنا مع (سولي)، أليس كذلك؟ |
Kardeşim Jess'i tanıdığını sandım. Buraya geldi ve ortadan kayboldu. | Open Subtitles | (جيس), لقد أتت إلى هنا واختفت. |
Kardeşim Jess'i tanıdığını sandım. Buraya geldi ve ortadan kayboldu. | Open Subtitles | (جيس), لقد أتت إلى هنا واختفت. |