Hayatım boyunca biriktirdiğim tüm paramı, 1.4 milyon dolarımı verdim. | Open Subtitles | لقد أعطيته كل أموالي مليون وربعمائة دولار كل مدخرات حياتي |
Ben de onu düzeltip yeni bir takma sakal verdim. Sadece tedbir amaçlı, Tura olduğunu anlayamazsın bile. | Open Subtitles | لا تقلقي , لقد أعطيته لحية اضافية بحيث لا يمكنكِ أن تحزري بأنه تورا |
Ona paranın içinde olduğu kasanın anahtarlarını verdim. | Open Subtitles | لقد أعطيته مفتاح الخزانة التي تحتوي على المال. |
Çıkmadan önce ona bir sürü sakinleştirici vermiştim. | Open Subtitles | لقد أعطيته الكثير من المهدئات قبل أن يغادر. |
İlaçlara tepki gösteriyor. Çok fazla verdin. | Open Subtitles | لديه ردة فعل للعقار لقد أعطيته كمية كبيرة |
İstemiş olduğu herşeyi verdiğim dürüst olması en geçerli adam . | Open Subtitles | رجل مع أفضل سبب ليكون صحيحا لقد أعطيته كل شيء طلبه |
Ona paranın içinde olduğu kasanın anahtarlarını verdim. | Open Subtitles | لقد أعطيته مفتاح الخزانة التي تحتوي على المال. |
Hayatlarınızı kurtarmak için güçlerinize karşı dokunulmazlık verdim. | Open Subtitles | لقد أعطيته حصانةً ضد قدراتكم بمقابل أن يُبقيكم على قيد الحياة |
verdim. Zaman ve Elavil. Ve Mellaril ile Haldol. | Open Subtitles | لقد أعطيته الوقت الوقت و الافيل و ميلاريل و هالدول. |
Sonuçta sizinle paylaşacağım bilgiyi verdim. | Open Subtitles | حسناً ، لقد أعطيته معلومات التي في النهاية سأشاركها معكِ |
- Ona çok iyi bir fiyat verdim. | Open Subtitles | لقد أعطيته سعرا جيدا نعم، ليس جيدا بما فيه الكفاية. |
- Ona çok iyi bir fiyat verdim. | Open Subtitles | لقد أعطيته سعرا جيدا نعم، ليس جيدا بما فيه الكفاية. |
Ona kan tahlilinin sonuçlarını verdim, yüzünde değişik bir hal oldu. | Open Subtitles | لقد أعطيته نتائج تحليل الدم و كانت هناك نظرة غريبة على وجهه |
Ona kan tahlilinin sonuçlarını verdim, yüzünde değişik bir hal oldu. | Open Subtitles | لقد أعطيته نتائج تحليل الدم و كانت هناك نظرة غريبة على وجهه |
Üniversiteden döndüğümde ona bir şans verdim. | Open Subtitles | لقد أعطيته فرصة عندما عدت من الكلية لقد أعطيتها له |
Üniversiteden döndüğümde ona bir şans verdim. | Open Subtitles | لقد أعطيته فرصة عندما عدت من الكلية لقد أعطيتها له |
Acılarını azaltmak ve hareket etmemesi için ban otu verdim. | Open Subtitles | لقد أعطيته بنج لإيقاف الألم و تخديره تماماً |
Çıkar şunu dışarı. Ben de vermiştim. Hem kürek hem de adam. | Open Subtitles | لقد أعطيته المعاول أيضاً ، و أناساً ليعملوا معه مثلك تماماً |
Sen ona güvenli bir yer verdin... You've given him a safe place, ...karşılığında o, terör eylemlerini yürütmeye başladı. | Open Subtitles | لقد أعطيته مكان آمن ، وفي المقابل ، كان ينضم عملية ارهابية. |
Ona sadece "inceleme" için verdiğim şeyler, az kalsın onu öldürüyordu. | Open Subtitles | لقد أعطيته أشياء فقط للإكتشاف وهذا كاد يقتله |
- Dedektif Liefeld. Hayır, iki ay önce ona eşkal verdim zaten. - Bu yeni bir şey değil. | Open Subtitles | لا، لقد أعطيته الأوصاف منذ شهرين، ليس هناك من جديد |
- Hayır, umurumda değil o. | Open Subtitles | ـ لا، لقد أعطيته المال. |