Az önce, Şerif Risley'in zaten Kinkaid'in çiftliğinde olduğunu öğrendim. | Open Subtitles | لقد اكتشفت للتو أن المأمور موجود بالفعل عند كينكيد |
Daha ancak bu sabah buraya geleceğini öğrendim. | Open Subtitles | لقد اكتشفت فقط هذا الصباح انك قادم الى هنا |
Endüstriyel gıda sistemimizin karanlık yüzünü keşfettim. | TED | لقد اكتشفت الجانب المظلم من تصنيع الغذاء |
Keyfime baktım, ama burda geçirdiğim zamanda bir sürü şey de keşfettim. | TED | وقد أستمتعت، خلال تلك اللحظة حين كنت هنا، ولكن لقد اكتشفت الكثير من الأشياء. |
Sayacınızı kontrol ediyordum da bir gaz sızıntısı olduğunu fark ettim. | Open Subtitles | لقد كنت أتفقد عدادك بالخلف و نعم لقد اكتشفت تسرب غازي |
Son zamanlarda anladım ki, kendime bile kolaylıkla yalan söyleyebiliyorum. | Open Subtitles | لقد اكتشفت ذلك مؤخراً حتى الكذب على نفسي يكون سهلاً |
Sakin ol. Benim büyükannem olamaz. Hepsini çözdüm. | Open Subtitles | اهدأ, لا يمكن أن تكون جدتي لقد اكتشفت هذا |
Biraz önce Seattle radyosunun duayeni, hocam Fletcher Grey'in bu sene emekli olacağını öğrendim. | Open Subtitles | لقد اكتشفت بأن عمدة راديو سياتل معلمي المخلص، فليتشر قراي سيتقاعد هذه السنة |
Evet. Sonrada bütün akvaryumn 600$ ettiğini öğrendim! | Open Subtitles | نعم لانه بعدها لقد اكتشفت أن حوض الأسماك بأكمله كلفتك 600 دولارا |
Olay şu ki, son görüşmemizden beri rahatsız edici şeyler öğrendim. | Open Subtitles | في الواقع ... لقد اكتشفت معلومات مثيرة منذ آخر لقاء بيننا. |
Bak, Miles sonra bir falcı var. Sadece öğrendim. Nasıl sorma. | Open Subtitles | لقد اكتشفت لتوي ، لا تسأليني كيف لكن يجب عليك أن تودي إلى هناك |
Şimdi öğrendim. Hastane üç dakika önce öğrendi. | Open Subtitles | لقد اكتشفت هذا اكتشفت المستشفى هذا منذ 3 دقائق |
Annemizin ölümüyle, Jerry'ye yüklü bir sigorta çeki kaldığını öğrendim. | Open Subtitles | لقد اكتشفت أن جيرى حصل على شيك بمبلغ كبير من بوليصة تأمين والدتنا |
Babamı aradım ve dedim ki, "Baba! Yeni bir mikroorganizma türü keşfettim." | TED | اتصلت بوالدي، وقلت له، "أبي! لقد اكتشفت فصيلة جديدة من الكائنات المجهرية." |
2003'te, Tüm Güneş sistemindeki o zamanlar bilinen en uzak cismini keşfettim. | TED | وفي عام 2003، لقد اكتشفت شيئًا في التوقيت المناسب كان أبعد جسم معروف في كامل النظام الشمسي. |
Çok çok zaman önce, gerçek yaşımda... olmak istediğimi keşfettim ve dimağımı dinç tutmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | لقد اكتشفت منذ زمنٍ بعيد أنني أريد أن أكون بعمري الحقيقي وأحاول الإبقاء على عقلي شاباً. |
Özür dilerim, çok üzgünüm. Yüzümün bu hâli aldığını yeni fark ettim. | Open Subtitles | انا اسفة انا اسفة جدا لقد اكتشفت للتو أن وجهي يفعل ذلك |
fark ettim ki, bilimde ve bilimin tüm uygulamalarında hayati önem taşıyan şey teknik yetenek değil, önemli olan hayal gücü, tüm uygulamalarında. | TED | لقد اكتشفت أنه في العلوم وكل تطبيقاتها، ما يهم ليس هو القدرة التقنية، بل هو تخيلها بكل تطبيقاتها. |
anladım ki; her kültürde birbiriyle uzlaşmayan çelişkiler mevcut. | TED | لقد اكتشفت أنّ أيّة ثقافة بها تناقضاتها الخاصة. |
anladım. Ne yapmam gerektiğini çözdüm. | Open Subtitles | لقد اكتشفتها لقد اكتشفت ماذا عليّ أن أفعل |
Benim sevgili, inatçı kocamla başa çıkamayacağını anladın sonunda demek. | Open Subtitles | اذا لقد اكتشفت أخيرا أنك لا تقدر على إقناع زوجي الحبيب و العنيد جدا |
Bana hediye ettiğin mumlardan sonra bunun farkına vardım. | Open Subtitles | لقد اكتشفت هذا عندما أحضرت لي تلك الشمعدانات |
İki kardeşimden bir farkım olmadığını farkettim. | Open Subtitles | لقد اكتشفت انني .. لا اختلف كثيرا عن اخواني الاثنين |