Ama dürüst olmam gerekirse, yayıldı çünkü yayılması için savaştım. | TED | ولكن حتى أكون صادقًا، لقد انتشرت لأنني حاربت كي تنتشر. |
bu yayıldı çünkü neslimizdeki büyük açlığı keşfettik, amaca, anlama olan açlığı. | TED | لقد انتشرت لأننا وجدنا توق عظيم لدى جيلنا من أجل إيجاد هدف ومعنى. |
yayıldı çünkü Amerika'nın bucaklarında istihdam yaratan ve hayat değiştiren ve biraz da yardıma ihtiyacı olan sayısız girişimci bulduk. | TED | لقد انتشرت لأننا وجدنا عدد لا نهائي من رواد الأعمال في الأركان والزوايا المظلمة لأمريكا والذين كانوا يخلقون فرص عمل ويغيرون الحياة ويحتاجون للقليل من المساعدة. |
Biz onun zehir olduğunu anlayana kadar yayıldı. | Open Subtitles | لقد انتشرت قبل أن نعرف أنها سامة |
Dün, OZ'dan tuhaf bir mail yayıldı. | Open Subtitles | لقد انتشرت رسالة غريبة في "أوز" ليلة البارحة |
Jeremy'nin korkunç arkadaşının dedikoduları yayıldı. | Open Subtitles | لقد انتشرت الشائعات بشأن رفيق (جيريمي) الرهيب. |
"Dünya 33'den uzak durun, hastalık yayıldı. | Open Subtitles | تجنب الأرض 33" "لقد انتشرت العدوى |