105 no'lu odada kalan müşterilerle görüştüm. Kimsenin girdiğini... - ...veya çıktığını görmemişler. | Open Subtitles | لقد تحدّثت إلى الضيوف في الغرفة 105 لم يروا أيّ أحد يدخل أو يخرج |
Dinle, Onunla telefonda birkaç kez görüştüm, bütün hepsi bu. | Open Subtitles | إسمعي، لقد تحدّثت إليها بالهاتِف مرّتين، هذا كلّ ما في الأمر |
Bayan Johnson'la telefonda görüştüm ve bu günleri kendisi teyit etti. | Open Subtitles | لقد تحدّثت على الهاتف مع السيّدة جونسون، وأكّدت لي شخصياً هذه المواعيد. |
Şirketlerle görüştüm. | Open Subtitles | لقد تحدّثت إلى شركة بطاقات الإئتمان |
Benimle konuştu ve "Bu hediyeyle dördüncülüğü kazanacaksınız." dedi. | Open Subtitles | لقد تحدّثت إلي وهي تقول : بهذه المعجزه سوف تفوز بالمركز الرآبع |
Tamam, Chloe benimle konuştu. Bana her şeyi anlattı. | Open Subtitles | حسنٌ، لقد تحدّثت معي (كلوي)، أخبرتني بكلّ شيء |
Avukatla görüştüm. | Open Subtitles | لقد تحدّثت إلى مُحامي العقارات. |
"Batı Stratejisi" saçmalığını yayımlayan arkadaşımla görüştüm. | Open Subtitles | لقد تحدّثت إلى صديقي، الذي ينشر هذا الشيء المرعب "الاستراتيـــــــــــــجية الغربية" |
Az önce avukatımla görüştüm... | Open Subtitles | لقد تحدّثت لتوّي الى المحامي |
Dünyadaki en iyi onkologlarla görüştüm Ellen. | Open Subtitles | لقد تحدّثت إلى أفضل الأطبّاء، في مجال الأورام في العالم يا (إيلين). |
Dedim ya, KGB, MI6, Mossad ve Pekin'le görüştüm. | Open Subtitles | -لقد أخبرتك لقد تحدّثت مع المُخبارات البريطانية والروسية والمـوسـاد في (بيكين) |
Bayan Pennywinkle ile görüştüm... | Open Subtitles | لقد تحدّثت مع السيد (بيني وينكل) |
Çukur konuştu. | Open Subtitles | لقد تحدّثت الحفرة. |