Bu akşam buraya geldim çünkü erkek arkadaşım olan domuza öfkeliydim. | Open Subtitles | لقد جئتُ إلى هنا الليلة لأنني كنت غاضبة من خنزير صديقي |
Dinle, kasabadan ayrılmadım ve partiye geldim. | Open Subtitles | اسمعي, لم أُغادِر البلدة و لقد جئتُ إلى الحفلة |
Buraya bugün sizinle beraber olmak için geldim. | Open Subtitles | لقد جئتُ إلى هُنا، اليوم. لكيّ أقف بجانبكم. |
Ne sizin tek Tanrınız ne de onun oğlu olarak buraya geldim. | Open Subtitles | لقد جئتُ إلى ليس هو لك لا آلهتك و لا لأبنك،. |
Annem ve babamla buraya gelmiştim. Yıllar önce. | Open Subtitles | لقد جئتُ إلى هنا بصحبة أمّي وأبي من سنوات |
Senin yardımını istemek için geldim. Benimle dalga geçme. | Open Subtitles | لقد جئتُ إلى هُنا طلب لمُساعدتك، ليس من أجل الخداع. |
Buraya biraz uzaklaşmak, bazı şeyleri düşünmek için geldim. | Open Subtitles | لقد جئتُ إلى هنا للإبتعاد، والتفكير في الأمور. |
Ailemi korumaya geldim. | Open Subtitles | لقد جئتُ إلى هنا في محاولة حماية عائلتي. |
Sonunda merhamet dilenmek için buraya geldim. | Open Subtitles | لقد جئتُ إلى هنا في النهاية بمهمّة رحمة |
Yeni kimliğimi almaya geldim, sonra... | Open Subtitles | لقد جئتُ إلى هنا، فقط لكي... أحصل على مجموعة هوياتي و... |
Paramı almak için ofisine geldim. | Open Subtitles | لقد جئتُ إلى مكتبك لأخذ نقودي. |
Abby, buraya sadece yardım almak için geldim. | Open Subtitles | يا (آبي)، لقد جئتُ إلى هنا للحصول على المساعدة |
Bessler'in yapacağı konuşmayı kaçırmamak için son günde buraya geldim. | Open Subtitles | لقد جئتُ إلى هُنا فى اليوم الأخير لأسمعُخطاب(بريسلر) |
Yalnız geldim Walter. Kendi savunmamı yapmak için. | Open Subtitles | لقد جئتُ إلى هنا لوحدي يا (والتر)، لتقديم إلتماس شخصي منكَ |
Buraya geldim çünkü seni de öldürecektim. | Open Subtitles | لقد جئتُ إلى هنا... لكي أحتال عليكِ |
Bugün buraya kızınızla evlenmek için sizin asil onayınızı almaya geldim. | Open Subtitles | .. لقد جئتُ إلى هنا اليوم .. لأنني أطلب الإذن منكم . ( لأجل الزواج من ( سو سواه |
Amerika'ya ötekinde değil bu dünyada hayat kurmak için geldim. | Open Subtitles | لقد جئتُ إلى (أمريكا) لإنشاء حياة في هذا العالم وليس العالم القادم. |
Buraya Şeyh ile buluşmaya geldim. | Open Subtitles | إسمع، لقد جئتُ إلى هُنا لمُقابلة "شيخ". |
Scott,buraya bir sürü bulma ümidiyle geldim. | Open Subtitles | (سكوت)، لقد جئتُ إلى هنا آملاً في العثور على جماعة. |
Senin gibi bir pisliği dünyaya getirdikleri için ailenin boğazını sıkmaya gelmiştim. | Open Subtitles | لقد جئتُ إلى هنا لأمسك والديك من العنق ولأسألهما عن سبب إنجاب ابن قذر مثلك |
- Buraya bu elbiseyle gelmiştim. | Open Subtitles | - لقد جئتُ إلى هنا مرتدية إياه |