"لقد رميت" - Traduction Arabe en Turc

    • attım
        
    • attın
        
    • fırlattın
        
    • fırlattım
        
    - TV'de gösterdikleri mi? - Tüm eşyalarını attım... ama ya nerede yaşadıklarını itiraf ederlerse. Open Subtitles ـ هؤلاء الذين ظهروا فى التليفزيون ـ لقد رميت كل معداتهم بعيداً
    - Hayır. Halının üzerinde bir sürü tekerlekli sandalye izi olur. Biz giderken onu beslemesi için bir not yazıp Kıç Deliği'yle birlikte onun dairesine attım. Open Subtitles كلا, لقد رميت له بعض الطعام عندما كنا نغادر
    Yazı tura attım. Buraya gelmeye böyle karar verdim. Open Subtitles لقد رميت عملة نقدية, هكذا كيف قرّرت أن آتي لهنا.
    Kalanını atmak zorunda kaldım. Benim sandviçimi mi attın? Open Subtitles توجب عليّ أن ارمي معظمها لقد رميت سندوشتي
    Bana yulaf lapasını fırlattın. Ve ben de biraz sana fırlattım. Open Subtitles لقد رميت علي القليل من العصيدة عند تناول الفطور, ورميت أنا رداً عليك
    Avatar'a birkaç taş fırlattım sürekli mızmızlandı, ve Sokka bir deliğe düştü. Open Subtitles لقد رميت بعض الصخور على الافاتار وسوكا سقط في حفرة
    Bu buradaki meyve gibi şeyi açıklıyor. Birinciliğimi anlamak için yazı tura attım. Open Subtitles هذا يوضح سبب لونه لقد رميت العملة لأحدد لوني النهائي
    Bak, tüm o fotoğraf ve günlükleri sırf senin için, geçmişimden kurtulmak adına attım. Open Subtitles لقد رميت كل هذه الصور واليوميات لكى اتخلص من الماضى من اجلك
    Ben yumurta atmadım! Sadece tuvalet kağıdı attım! Open Subtitles لم ألق أيّ بيض، لقد رميت فقط بعض ورق المرحاض.
    Esrarı attım, çünkü buna ihtiyacın yoktu ve haklı olduğumu biliyorsun. Open Subtitles لقد رميت المخدرات لأنني ظننت أنك لا تحتاجها ولقد كنت على حقّ لقد أصبحت سعيداً من تلقاء نفسك
    Bilgisayara filtre koyduk ve Jay'in dergilerinin hepsini çöpe attım çünkü. Open Subtitles لأنه لدينا برنامج تصفية على الكمبيوتر و لقد رميت كل مجلات جاي
    Hayır. Sence yerde bir sürü tekerlekli sandalye izi olmasını ister miyim? Biz giderken ona bir not yazdım, biraz yiyecek bıraktım ve Kıç Deliği'ni onun dairesine attım. Open Subtitles كلا, لقد رميت له بعض الطعام عندما كنا نغادر
    Çantamı çöpe attım, ama ya biri bulur da onu oradan alırsa? Open Subtitles لقد رميت الحقيبه، لكن ماذا لو وجدها شخص ما وقام بتسليمها؟
    Çöpe attım. Çoktan yakılmıştır. İçinde bir şifre olduğunu biliyorum. Open Subtitles لقد رميت بها لقد تم إحراقها الآن أعلم أنها تحتوي على شفره
    Bavulumu buraya geldiğim zaman attım ben. Open Subtitles لقد رميت بحقيبتي عندما أتيت هنا
    - Hayır. Kırılmayacak şeyleri attım. Open Subtitles لقد رميت الأشياء الغير قابلة للكسر فقط
    Az önce özürlü bir adamı merdivenlerden attın. Moushiwake, Bob. Open Subtitles لقد رميت للتو رجلاً معاق من أعلى الدرجات
    Ben bıraktığımda tüm içkileri attın, hatırladın mı? Open Subtitles لقد رميت كل لكحول منذ ان اقلعت عنه هل نسيت؟
    Hayatını çöpe attın. Bitti yani. Open Subtitles لقد ألقيت حياتك بعيدا لقد رميت بها بعيدا
    Bir şişe şarabı yüzüme fırlattın. Open Subtitles لقد رميت زجاجة نبيذ كامله في وجهي
    - O adama lanet bir kaşık fırlattın Jeff. - Bunu sebebi neydi? Open Subtitles لقد رميت المجرم بملعقة يا جيف
    Sesi ben çıkardım. Şu küçük kızı pencereden fırlattım. Open Subtitles .ذلك كان أنا .لقد رميت فتاة صغيرة من النافذة

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus