dua ettim ve etmeye devam ediyorum. Yine de ondan korkuyorum. | Open Subtitles | لقد صليت ولازلت أصلي ولكني لا أزال خائفًا منه |
Hep dua ettim sevgimizin bizi tekrar biraraya getireceği o gün için. | Open Subtitles | لقد صليت من أجل حلول اليوم الذي سيجمعنا سوياً مرة أخرى |
Dinleyin, bunun olması için her ikiniz için de dua ettim. | Open Subtitles | أسمعا ، لقد صليت لكي يحدث هذا الشيء لكما |
Yıllar boyunca hep bu an için dua ettim. | Open Subtitles | لقد صليت من أجل هذه اللحظة لوقت طويل جداً |
Tanrım, bunun için hep dua etmiştim. | Open Subtitles | يا إلهي ، لقد صليت لهذا الأمر كل يوم |
Yıllar boyunca hep bu an için dua ettim. | Open Subtitles | لقد صليت من أجل تلك اللحظه لزمن طويل للغايه |
Atlanta'dan beri güvenli bir seyahat yapmamız için dua ettim ve duamı kabul ettin. | Open Subtitles | لقد صليت لأنقاذ المسافرين من اتلأنتا وأنت قبلت |
- Hayır. Bunun için birçok kez dua ettim. | Open Subtitles | لا، لقد صليت من أجل ذلك الكثير من المرات |
dua ettim, dostum Tanrı'ya iki kolumu da alması için dua ettim ki işe yaramaz hissedeyim. | Open Subtitles | لقد صليت يا رجل، لكي يأخذ الرب كِلا ذراعي، شعرت بعدم الفائدة جداً. |
O hastanede hiç etmediğim kadar dua ettim. | Open Subtitles | في المستشفى، لقد صليت كأني لم أصلي من قبل |
Ama ateistseniz ve birisi size "Biliyor musun, dün dua ettim." dediğinde onu kibarca göz ardı edeceğiniz aşamaya gelmeliyiz. | TED | لكن ما نريده ان نصل لمستوى بحيث ان اذا كنت ملحدا وقال احدهم ," هل تعلم. لقد صليت لليوم الاخر," ان تتجاهله بأدب |
Dağ, rüzgar ve yağmurla aşınana kadar kaç bin yıl geçmesi gerekeceğini merak ederek dua ettim. | Open Subtitles | لقد صليت واتعجب كم من الحقب الزمنية يجب ان اعبر .... |
Ben zaten dua ettim, ve ikimiz birden kazanamayız. | Open Subtitles | لقد صليت قبلك، ولا يمكننا أن نفوز معاً |
Senin için dua ettim. Sen de ettin mi? | Open Subtitles | لقد صليت من أجلك هل قمت أنت بالصلاة ؟ |
Yapmak zorunda kalmamak için dua ettim çünkü sana âşık olmuştum. | Open Subtitles | لقد صليت ألا أفعل لأنني وقعت في حبك |
Beni kurtarman için dua ettim. | Open Subtitles | لقد صليت... لعل شخص ما يأتي وينقذني انتي من يأتِ وينقذني |
Spesifik bir şey söylemedim. dua ettim işte sadece. | Open Subtitles | لم أكن دقيقا، لقد صليت فقط، هذا كل شيء. |
Bunun için çok dua ettim. | Open Subtitles | لقد صليت من أجل ذلك كثيراً بما يكفي. |
Evet. Aton'a sizin alçakgönüllü ve görgülü olmanız için dua ettim. | Open Subtitles | نعم ، لقد صليت أن يمنحك آتون ) التواضع و الأخلاق ) |
Senin için dua ettim. | Open Subtitles | لقد صليت من أجلك |
Onu televizyonda görmüştük, o kızın ailesinin düştüğü halden kurtulması için durmadan dua etmiştim. | Open Subtitles | شاهدناه على التلفاز what we're in the clutches of, لقد صليت و دعوت من أجل أسرتها |