Ülke bugün zaten yıkıcı 3 saldırıdan acı çekti. | Open Subtitles | لقد عانى البلد بالفعل من ثلاث هجمات اليوم |
İnsanlar acı çekti ve öldüler. | Open Subtitles | نعم، لقد عانى البشر و ماتوا لكن ما فائدة وجود قلبين |
Arkadaşlarım yeteri kadar acı çekti. Bu iş bugün sonlanacak. | Open Subtitles | لقد عانى صديقي بما يكفي سينتهي كل شيء اليوم |
Görünüşe göre kötü bir boşanma yaşamış. | Open Subtitles | لقد عانى من مشكلة طلاقه عنده مشكلة فى الشراب |
Bir sinir krizi yaşamış fakat bence ailesini o öldürmedi ve hâlâ karısını sevdiğini biliyorum. | Open Subtitles | . أنا احتاج طريقة للدخول لقد عانى من إنهيار |
Geçtiğimiz beş yıl boyunca, çok zor şeyler yaşadı ve asla mızmızlanmadı. | Open Subtitles | إنهفقط لقد عانى كثيراً في السنوات الخمس الماضية، وهو لم يشتكى قط |
Ağır bir travma geçirdi. | Open Subtitles | لقد عانى من ارتجاج بالمخ، هذا النوع من الصدمة سوف |
Son birkaç yıldır, insanlar çok fazla acı çekti. | Open Subtitles | لقد عانى الناس كثيرا في السنين الأخيرة |
Bay Davenheim'ın elinden o kadar acı çekti ki şeytani bankacıdan intikam alacağına dair yemin etti. | Open Subtitles | لقد عانى كثيراً في منزل السيد "دايفينهايم" لدرجة أنه أقسم بأن يحقق انتقامه بحق ذاك المصرفي الشرير |
14 yıl boyunca acı çekti, Sayın Yargıç. | Open Subtitles | لقد عانى طوال 14 سنة حضرة القاضي |
14 yıl boyunca acı çekti, Sayın Yargıç. | Open Subtitles | لقد عانى طوال 14 سنة حضرة القاضي |
Seninle birlikte acı çekti. | Open Subtitles | لقد عانى معك .. |
Yeterince acı çekti. | Open Subtitles | لقد عانى ما يكفي |
Manik depresyondan acı çekti. | Open Subtitles | لقد عانى من هوس اكتئابي. |
Hepimiz için acı çekti. | Open Subtitles | لقد عانى من أجلنا جميعاً |
Geçen yıl böbreküstü bezleri sorunu yaşamış. | Open Subtitles | لقد عانى متاعب في الكُليَة العام المنصرم. |
Bilinç kaybı yaşamış. | Open Subtitles | ولم يعد يتلقى العلاج، لقد عانى من فقدان للوعي |
25 yaşına bastığında tam ölçülü psikoz krizi yaşamış Jesse evlâtlığa verildikten hemen sonra. | Open Subtitles | لقد عانى من انهيار عصبي حاد عندما كان عمره 25 مباشرة بعد عرض جيسي للتبني |
Hayatta pek çok şey yaşadı birkaç kötü şey onu kırdı da. | Open Subtitles | لقد عانى الكثير في حياته بضع تعاويذ سيئة أعتقد أنها حطمته |
Hayatı boyunca yeterince acı yaşadı. | Open Subtitles | وقامت بردعه لقد عانى بما يكفي من الآلام |
Orta derecede beyin sarsıntı ve hipotermi geçirdi, her ikisi de, hafıza kaybına sebep olabilecek şeyler. | Open Subtitles | لقد عانى من إرتجاجاً وإنخفاض درجة الحرارة عن معدّلها أحدهما قد أدى به إلى فقدان ذاكرة |
Dün zor bir gece geçirdi ve bundan sonra hastanede kalması gerektiğine karar verdiler. | Open Subtitles | لقد عانى من ليلة سيئة وقرروا أنه سيكون أكثر راحةً في العناية المنزلية. |