O da gitti. Eski çalışanların hepsinden kurtulmak zorunda kaldık. | Open Subtitles | لقد غادرت أيضاً, في الواقع لقد تخلصنا من الطاقم القديم |
Aslında diğer savaşçılarla beraber buradan ayrılıp savaşmaya gitti. Benim adım Jet. | Open Subtitles | في الواقع ، لقد غادرت هي و المحاربين الآخرين ليقاتلوا في الحرب |
Ama söylediğim gibi burada değil. Bir saat kadar önce çıktı. | Open Subtitles | لكنّي أقول لكِ، إنّها ليست هنا لقد غادرت قبل حوالي ساعة |
Bu sabah Fyedka ile evden ayrıldı. | Open Subtitles | لقد غادرت المنزل هذا الصباح مع فيدكا ماذا |
Red Sox taraftarlarının yedinci biçarelik vuruş sıraları geldikten sonra maçtan çıktım. | Open Subtitles | لقد غادرت بعد أن أصيب أنصار الرّيدسوكس ببؤس الشّوط السّابع |
Temelli. Aslında çoktan ayrıldım, sadece gelip ilk sana söylemeliyim diye düşündüm. | Open Subtitles | في الواقع، لقد غادرت بالفعل ولكنني فكّرت في أن أعود وأخبرك بنفسي |
Böyle bir ilişki asla olmaz dedim, o da gitti, gitti, gemiyi terk etti, geri dönmeyecek. | Open Subtitles | لقد أخبرتُها أن الأمر لن ينجح و قد رَحَلت الآن لقد رَحَلت, لقد غادرت القارب و لن تعود. |
On altı yaşında evi terk ettim ve bir daha babamı görmedim. | Open Subtitles | لقد غادرت منزل عائلتي وانا بالسادسه عشرة من عمري ولم ارى والدي لسنوات |
Hafta sonu tatili için Connecticut'a gitti. | Open Subtitles | لا اعتقد ذلك سيدي لقد غادرت للتو إلى كونيتكت , لنهايه الاسبوع |
Dün gece gitti. Tüm servetini arkadaşlarına dağıttı. | Open Subtitles | لقد غادرت ليلة أمس ، لقد أعطت كل أملاكها لأصدقائها |
Bilmiyorum. Hepsi benim için bir bilmece. Bir hoşçakal bile demeden gitti. | Open Subtitles | انا لا اعرف، لقد كان هذا بمثابة اللغز لي طوال الوقت، لقد غادرت حتى من دون وداع |
Bu sabah çıkıp gitti. O zamandan beri görmedik. | Open Subtitles | لقد غادرت هنا فى الصباح ولم نراها منذ ذلك الحين |
gitti işte... | Open Subtitles | حسنا,لقد غادرت ولا اعلم حتى اذا كانت سنرجع |
- Bir saat kadar önce, Amerikalı biriyle çıktı. | Open Subtitles | لقد غادرت منذ حوالي الساعة مع رجل أمريكي |
Bir şeyden korkmuş. Dışarı çıktı. Dönünce ağzını arayacağım. | Open Subtitles | لقد تكلمت لقد غادرت حالاً عندما تعود سأترك السماعة مفتوحة. |
ayrıldı çünkü bir iş aldı. | Open Subtitles | لقد غادرت في الحال لأن لديها عملا في الخارج |
Ailen çoktan Denver'a gitmek üzere Washington'dan ayrıldı. | Open Subtitles | لقد غادرت عائلتك واشنطن متجهة الى دنــفر |
Judah, beni affet. Dün gece aceleyle çıktım. | Open Subtitles | جودا يجب أن تسامحني لقد غادرت مسرعاً الليله الماضيه |
O konuda bir şey bilmiyorum. Partiden erken ayrıldım. | Open Subtitles | انا لا أدرى عن هذا لقد غادرت الحفل مبكرا |
Neyse kanka. Kız şehri terk etti. | Open Subtitles | حسناً, مهما يكن يا صاح لقد غادرت المدينة |
"Ülkemi" derken, Berlin'in doğu kısmını terk ettim. | Open Subtitles | إن رغبتم بتسميتها هكذا لقد غادرت الجزء الشرقي من برلين |
Sizin döndüğünüz gün ben onun düşünmesi için gittim. | Open Subtitles | لقد غادرت في اليوم الذي وصلت أنت فيه لكي أعطيها الفرصة لتقرر بنفسها |
Konuştuğum barmene göre bardan kimliği belirsiz bir erkekle ayrılmış. | Open Subtitles | وفقاً للنادل الذي تحدثت معه لقد غادرت برفقة رجل غير معروف |
- İş için bir yere gitmiş ve bir daha dönmemiş. | Open Subtitles | لقد غادرت في رحلة عمل و لم تعد لغاية الان |
- Nazikçe. Kaçarcasına ayrıldın! | Open Subtitles | وماذا اذن اووه جون لقد غادرت بسرعه كما لو أنك ركضت |
Senin yaşındayken sadece atımla birlikte yaşadığım yerden ayrılmıştım. | Open Subtitles | لقد غادرت بلدتي الغير هامة عندما كنت بعمرك تقريباً |
Uh, az önce kaçırdın, ama bunu sizin ödeyeceğinizi söyledi. | Open Subtitles | لقد غادرت للتو. لكنها قالت أنكِ ستتولين دفع هذا. |