Ufak bir et parçası olduğunu söyledi... | Open Subtitles | حسناً، لقد قالَ أنها قطعة صغيرة من َ النسيج |
Adam filme gördüğünü söyledi. Mükemmel Fırtına'da | Open Subtitles | لقد قالَ بأنّه حيث صوّروا ذلك الفلمِ،العاصفة المثالية؟ |
Kendine kimlik bulduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قالَ أنّكِ حصلتِ على بطاقتكِ الخاصّة |
Hayır, sadece geri döndüğünde farklı görüneceğini söyledi. | Open Subtitles | لا ، لقد قالَ فقد انهُ سيبدو مختلفاً عندما يعود |
Yaptığı her şeyi aşkı yüzünden yaptığını söylemişti. | Open Subtitles | تعلمين، لقد قالَ أنهُ فعلَ ذلك بدافِع الحُب |
Hislerini çözmekte zorluk çektiğini ve düşünmek için zamana ihtiyacı olduğunu söyledi. | Open Subtitles | لقد قالَ انهُ كانَ في نزاعٍ معَ مشاعرهِ وإحتاجَ الوقتَ للتفكير |
Kendimi korumamı istediğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قالَ انهُ ارادني ان اكونَ قادرةً على حمايةِ نفسي |
Artık şirkette bana göre bir iş olmadığını söyledi. | Open Subtitles | لقد قالَ انهُ لم يعد هنالكَ مكانٌ في الشركة لي بعدَ الآن |
Isaac, ...adam doktor olduğunu söyledi uzaylı bir doktor. | Open Subtitles | إسحاق لقد قالَ بأنّه الدكتـور الدكتـور الفضائي |
Monsenyör benden bahsettiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قالَ المونيسينيور أنَّكِ كنتِ تلفظين إسمي |
Kartaloz sapık güney ülkelerinden birindeki istihbarat grubunda çalışacağını söyledi. | Open Subtitles | العجوزُ المنحرف لقد قالَ بأنهُ سيذهبُ ويعملُ لدى إحدى المجموعات الإستخبارية |
Uyarı bürosu, bilgisayarlarının sinyalinin gün boyunca çok değişken olduğunu, durumlarını kontrol edemediklerini söyledi. | Open Subtitles | لقد قالَ مكتبُ البلاغاتِ بأنَّ هنالكـَ خطبٌ ما في أجهزتهم طوالَ اليومِ ممّا منعهم من التأكدِ من حالتهم |
Doktor iyi iş çıkardığını söyledi. | Open Subtitles | لقد قالَ الطبيبُ أنَّكـَ أبليتَ بلاءً حسناً, نظراً لما كان متوفرٌ لديكـ |
Jimmie Ray, Dallas'ın terk edilmiş bir fabrikadan bahsettiğini söyledi. | Open Subtitles | لقد قالَ جيمي بأنَّ دالاس أخبرهُ شيئاً حيالَ الذهابِ إلى مصنعٍ مهجورٍ |
Ben tamamen unutmuş olsam da yalnızca benim ona verilebileceğim bir armağan olduğunu söyledi. | Open Subtitles | حتىَ أنا لقد نسيتُ بشأنهِ تماماً. لقد قالَ بأنّهُ قد كانَ هديّةً والتي أنا فقط من يستطيعُ إعطائها لهُ. |
Eğer bu işten kaçarsam, hayatım boyunca her şeyden kaçacağımı söyledi. | Open Subtitles | ، لقد قالَ ليّ لو لمْ تحلّها بنفسك .فلن تحلّ شيئًا إلى الأبد |
Dün senin onu aradığını söyledi. | Open Subtitles | حسناً، لقد قالَ بأنكِ اتصلتِ به بالأمس |
Albany'e oradaki bazı kampüsleri araştırmaya gittiğini söyledi. | Open Subtitles | " لقد قالَ أنه ذاهب إلى " ألبانى لينظر على بعض الجامعات |
Ona cadı avcılarıyla savaşmak için ihtiyacı olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | لقد قالَ انهُ يحتاجها لمحاربة صائدي السحرة |
Ne istersem vereceğini söylemişti. | Open Subtitles | لقد قالَ بأنّهُ سيعطيني ماأردّتهُ. |
Morales bana onun hakkında bir şeyler söylemişti, geçmişine bakmamı istemişti. | Open Subtitles | تعلمين، لقد قالَ لي (موراليس) شيئاً عنها |