İkinci avlu demiştin. Orada bu vardı. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنه في الفناء الثاني وهو كان هناك |
İki saatten çok ayrı kalmamalıyız demiştin. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنه لايفترض بنا أن نكون على حِدة لأكثر من ساعتين |
Bir keresinde ondan bahsetti demiştin. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنه تحدث عنه مرة |
Burada düzgün bir yiyecek bulamadığını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنه لا يمكنكِ الحصول على طعام جيّد هنا |
Komik olduğunu söylemiştin, hiç seksi olduğundan bahsetmemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنه طريف لكنك لم تقولي أبدا بأنه مثير |
- İyi anlaştığınızı söylemiştin ben de... | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنه كان تجانسًا رائعًا ولقد كُنتُ أتساءل.. |
İşimden ayrılıp mucit olmamı, aksi takdirde evi yakacağını söyledin. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنه يجب علي أن أستقيل و أصبح مخترعاً و إلا ستشعلين المنزل |
Büyüyebildiğini söyledin. Sadece canlı şeyler büyür. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنه يمكنه أن يكبر الأشياء الحية فقط من تكبر |
Kişi analizi konusunda sorumuz olursa ne zaman istersem sorabileceğimizi söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنه إذا أردنا معرفة المزيد ...عن تحليل الشخصيات بإستطاعتنا سؤالك في أي وقت |
Hiçbir şey olmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنه ما من أمرٍ يجري |
Welch sana tecavüz ettikten sonra aynısını çocuğuna da yapmakla tehdit ettiğini söylemiştin. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنه بعدما قام (ويلتش) بإغتصابك... قام بالتهديد بأنه سيفعل مع طفلتكِ مثلما فعل معكِ |
Sen ayrılamadığını söyledin, bu yüzden ben taşındım. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنه لايمكنكِ الإنتقال لذا أنتقلت انا |
Hata yaptığını söyledin. | Open Subtitles | لقد قلتِ بأنه كان خطئً |