"لقد كان فقط" - Traduction Arabe en Turc

    • Sadece bir
        
    • O sadece
        
    L o kullanmıyordu bile Ve, bana Sadece bir parçasıydı. Open Subtitles و حتى لو لم أستخدمها لقد كان فقط جزءاً مني
    Sadece bir ziyaretçi. Ama şimdi sorun yok. Open Subtitles لقد كان فقط زائراً لَكنّ كل شئ على ما يرام الأن
    Yani, içinde Sadece bir masa ve telefon olan boş bir ofisti. Open Subtitles أعني، لقد كان فقط مكتب فارغ مع منضدة وهاتف
    O Sadece bir insandı ve önemli olan tek mucize mesajlar, yani Kurandı, mesajların manevi gücü kelimelerin içinde saklıdır. Open Subtitles ماعدا الكلمات لقد كان فقط رجل القرآن كان المعجزة الوحيدةَ التي تأخذ الأهمية
    Bilmiyorum, O sadece biraz garip davranıyordu. Open Subtitles لا أعرف إنه... لقد كان فقط يحول أن يكون لطيفاً
    Yani, içinde Sadece bir masa ve telefon olan boş bir ofisti. Open Subtitles أعني، لقد كان فقط مكتب فارغ مع منضدة وهاتف
    İlla ki bir uzaklaştırma emri mi çıkartmalıyım? Sadece bir eleştiriydi. Open Subtitles هل يجب أن أحصل على أمر منع لقد كان فقط مجرد نقد
    Sadece bir yemdi aslında. Open Subtitles .لقد كان فقط طعم على كل حال أترى، أنت نوعاً ما
    Size Sadece bir mektup bırakmaya çalışıyordu. Open Subtitles لقد كان فقط يحاول أن يوصل لك رسالة
    Lt Sadece bir vanquish gibi görünmek için yapıldı. Open Subtitles لقد كان فقط يجعلنا نظن أنها قضت عليه
    Tom. Lütfen bana inan, Sadece bir yanlış anlama Tom Open Subtitles توم رجاءً صدقنى لقد كان فقط سوء فهم توم
    Sadece bir yemekti. - Onunla yemek mi yedin? Open Subtitles لقد كان فقط عشاء خرجتي معه للعشاء؟
    Sadece bir eğitimdi, yani alıştırma. Open Subtitles لقد كان فقط تدريباً , تمرين - لا تكذب , اولبريكت -
    Bu Sadece bir tatbikat, bir egzersizdi. - Bana yalan söyleme Olbricht, bana sökmez. Open Subtitles لقد كان فقط تدريباً , تمرين - لا تكذب , اولبريكت -
    Peter'ı rahat bırak. O sadece kızı koruyordu. Open Subtitles اترك بيتر لوحده لقد كان فقط يدافع عنها
    O sadece, dizginleyemediğimiz tutkunun 'çekirdeği', o kadar. Open Subtitles لقد كان فقط نتيجة لرغباتنا الجامحة
    O sadece, dizginleyemediğimiz tutkunun 'çekirdeği', o kadar. Open Subtitles لقد كان فقط نتيجة لرغباتنا الجامحة
    O sadece bu akşam için giriş biletim. Open Subtitles لقد كان فقط بطاقة دخولي لهذه الليلة
    O sadece film yazıyordu. Open Subtitles لقد كان فقط يكتب فيلماً
    O sadece benim ilk aşkımdı. Open Subtitles لقد كان فقط حبي الأول

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus