Turnipseed kendi yolunda hafta sonu için Fresno'ya gidiyordu. | Open Subtitles | كان دونالد ترنيبسيد فى طريق عودته إلى بيته فى فرزنو لقضاء عطلة نهاية الأسبوع |
Sadece hafta sonu için değil. Bütün yaz için. | Open Subtitles | لن يأتي لقضاء عطلة نهاية الأسبوع بل لقضاء عطلة الصيف |
Tek söylediğim, Kelebek adında seksi bir arkadaşım olduğunu ve hafta sonu için şehir dışından geldiğiydi. | Open Subtitles | كل ما قلته هو أنني لدي صديقة جذابة اسمها فراشة و التي جاءت من خارج البلدة لقضاء عطلة نهاية الأسبوع |
Haftasonu için onların yanına gidiyoruz. | Open Subtitles | أننا فقط متجهين إلى هناك لقضاء عطلة نهاية الأسبوع. |
Haftasonu için onların yanına gidiyoruz. | Open Subtitles | أننا فقط متجهين إلى هناك لقضاء عطلة نهاية الأسبوع |
Arkadaşım Patience ve kocası beni hafta sonu için Hamptons'a davet ettiler. | Open Subtitles | فقد دعتني صديقتي بايشنس) و زوجها) لقضاء عطلة نهاية (الأسبوع في (الهامتونز |
Babam kalbimin götürdüğü yere gitmemi söylediğinde, hafta sonu için Savannah'a gideceğimi tahmin etmiyordu herhalde. | Open Subtitles | أعتقد أنه عندما أخبرنى والدى أن أتبع قلبى "لم يكن يتوقع منى أن أتبعه كل هذا الطريق ل"سافانا لقضاء عطلة نهاية الأسبوع |
hafta sonu için Henry'nin evine gideceğini söylemiştin. | Open Subtitles | (قلتَ أنك ذاهب لمنزل عائلة (هنري لقضاء عطلة نهاية الأسبوع |
Şimdiki kız arkadaşım Angela ile çıkmaya başladığımda hafta sonu için gittiğimiz Atlantic City'ye kadar geldi. | Open Subtitles | عندما بدأت بمواعدة صديقتي الحاليه (أنجلينا) ظهرت في اتلانتيك سيتي حيث كنا ذاهبين لقضاء عطلة نهاية الأسبوع |
Seni hafta sonu için sürpriz bir yere götüreceğiz. | Open Subtitles | {\pos(190,230)} و نحن هنا لنأخذك {\pos(190,230)} لمكان مُفاجئ لقضاء عطلة نهاية الأسبوع |