Böylesine ufak bir dava için yedi yıl çok uzun bir zaman. | Open Subtitles | سبع سنوات هي فترة طويلة من الزمن لقضية صغيرة كان لديك هناك. |
Sahip olduğum akıl ve ruh, son kırıntısına kadar... dünyadaki özgürlük davasına adanacak. | Open Subtitles | كل ذرة أمتلكها من العقل والروح ستكرس لقضية الحرية في جميع أنحاء العالم |
Dynamic Genetics ve Mann davası da böyle başlamış oldu. | TED | وبدأت الإجراءات القضائية لقضية دايناميك جينيتكس ضد مان. |
Ve Ricca davasının henüz bitmediğinden eminim. | Open Subtitles | و أنا متأكد من أننا لم نسمع الحكم النهائي لقضية ريكا |
Jüri üyeleri unutmasınlar ki davanın detaylarını duruşma salonu dışında tartışmak yasaktır. | Open Subtitles | أريد تذكير أعضاء المحلفين أن يمنع عليكم مناقشة تفاصيل لقضية خارج قاعة المحكمة |
Başka bir davaya nasıl geçebiliyorsun? | Open Subtitles | كيف أمكنك المضي لقضية أخرى؟ إنهم يهزأون بنا، تعلم ذلك، صحيح؟ |
Brennan'ın Hollywood hayat kadını davasında olduğumdan çok daha eminim. | Open Subtitles | أنا متأكدة اكثر بكثير مما انا عليه بالنسبة لقضية العاهرة في هوليوود التي تخص برينان |
Jack'in davasındaki sosyal görevli oradaymış. | Open Subtitles | يقول بأن ذلك العامل في الخدمه الإجتماعيه لقضية جاك هناك |
Senin gibi çevre dostu insanlar... böyle bir dava için adam öldürmeyi göz alırlar. | Open Subtitles | شجرة تعانق صليب, فستقوم بكل جهدك لقضية مثا هذه. |
- Naomi. Coop da tam doğru bir şey yapıyordu. - Bize dava açılmasından bahsediyordu. | Open Subtitles | ناعومي,كوبر يريد فعل الشيئ الصحيح هناهو يتحدث عن تعرضنا لقضية |
Kaynaklarımızı sadece bir ana dava için kullanıyoruz, ve ben seni seçtim. | Open Subtitles | لدينا الموارد لقضية واحدة كبيرة لهذه المشكلة وأنا أخترتك |
Ancak, kendimizi Tauri'nin davasına adadık. | Open Subtitles | و مع ذلك، لقد كرسنا أنفسنا لقضية التاوري |
Söylemeden edemeyeceğim, Kira davasına girdiğine göre cesur olmalısın. | Open Subtitles | لكن، أنتِ شجاعة بالتأكيد لإرادتك الانضمام لقضية كيرا |
Bir boşanma davası için erken kalkmalıyım, kapatmak zorundayım. Evet. | Open Subtitles | اسمع يجب ان استعد لقضية الطلاق فى الصباح لذا يجب ان أنام الأن |
-Evet, çok özel birisi olduğunu düşünüyor. Pekala boşanma davası | Open Subtitles | اسمع يجب ان استعد لقضية الطلاق فى الصباح لذا يجب ان أنام الأن |
1 7:30'da Gopnik davasının ifşaat celsesi var. | Open Subtitles | عندك جلسة إكتشاف في 5: 30 لقضية ماكسين جوبنيك |
Evet, 95'deki davanın halka açıklanmayan ayrıntıları ile benzer yönleri var. | Open Subtitles | نعم ، هناك تفاصيل مطابقة لقضية عام 95 تفاصيل لم تنشر للعامة |
Manbury'deki davaya kanıt hazırlamak için birkaç gündür burada kalıyor. | Open Subtitles | أنه يقيم هنا لبضعة أيام يحضر أدله لقضية ميربرى |
Ben Tobin davasında mahkemece atanmış kayyumum. | Open Subtitles | أنا المعيّنة من قبل المحكمة لقضية توبن |
Üç kâğıtçı ev sahibi davasındaki savunmama benziyor bu. - Bitirdin mi? | Open Subtitles | تبدو تلك مرافعتي لقضية الأحياء الفقيرة |
Üç cinayet olduğu için bu davada istisna yaparlar sanıyorsun. | Open Subtitles | أقصد,تعتقد أنهم سيقوموا باستثناء لقضية ثلاثة جرائم القتل هذه |
Bu bir rastlantı mı, yoksa davayı yine sana mı verdiler? | Open Subtitles | أهي بمحض الصدفة أم أنكِ قد لقضية القبض عليّ؟ |
Bayan Knope bu gey davasını desteklemediğini iddia etmesine rağmen aynı gece The Bulge adlı bir barda gey evliliğini desteklemek üzere düzenlenmiş olan bir partide onur konuğu oldu. | Open Subtitles | تدعي بأنها لم تكن تدعوا لقضية الشذوذ وفي الليلة الأخرى كانت ضيفة الشرف المؤيدة في تجمع للشواذ |
Fakat iyi bir amaç uğruna sarhoş oluyoruz, değil mi? | Open Subtitles | لكن ما زالنا جميعاً سكارى لقضية إنسانية صحيح؟ |
Delhi Wallia kaza olayı için karar, bugün verilecek. | Open Subtitles | المحاكمة لقضية حادث دلهي واليا ستكون اليوم |
Polis memuru bana bu tür davaların en az 20 milyon won ettiğini söyledi. | Open Subtitles | ...لقد اقترحت الشرطة 20مليون وون لقضية من هذا النوع |
Ripper dosyasının ince detaylarını? | Open Subtitles | التفاصيل الدقيقة لقضية السفاح؟ |