Üçüncü Katılımcı: Hayranları tarafından çizilecek karelerin hepsi için, her bir kare, içinde çok güçlü duygular barındırıyor. | TED | مساهم 3: لجميع اللقطات التي يمكن استخلاصها من قبل المشجعين، كل لقطة على حدى، لها احساسها القوي. |
sahne sahne, çekim çekim ne yapmak istediğimi biliyordum, anlıyor musun? | Open Subtitles | مشهدا بعد مشهد، لقطة بعد لقطة. لقد عرفت ما أريده بالضبط |
Bu olmadan bile video ile yapabileceğiniz basit numaralar var, nasıl atış yapabileceğiniz gibi, ki bu da aslında gerçekleşmekte olan şeyi yanlış tanıtabilir. | TED | حتي بدون ذلك، توجد العديد من الحيل البسيطة التي يمكنك فعلها بالفيديو ككيفية أخذ لقطة قد لا تعبر بصدق عما يحدث بالفعل. |
Bu pençe izleri bir kediye ait değil, ya da bir maymuna veya bize aşina gelen herhangi bir yaratığa ait değil. | Open Subtitles | آثار المخالب تلك ليست لقطة ليست لقرد، ليست لأي مخلوق نعهده |
- Röportaj başı için bir çevrinim görüntü alacağız, tamam mı? | Open Subtitles | احمق , عليك اللعنة لقطة لتطويق الحركة في بداية المقابلة حسنا؟ |
Daha güzel bir poz elde etmek için kafasını yerinden oynattım. | Open Subtitles | كنت أحرك رأسه للحصول على لقطة أفضل |
Tıpkı o Fransız kocakarının kediye yaptığı gibi fakat bu sefer kedi kaçmaya çalışmıyor. | Open Subtitles | مثل ما يقوم به ذلك الظربان الفرنسي لقطة الفتاة تلك إلا أن القطة هنـا لا تحاول الهروب |
Geçenlerde üzerinde uğraştığım "Blind Door" adlı bir filmden bir sahne. | TED | هذه لقطة من فيلم كانت أعمل به قريبا، يسمي الباب الأعمي. |
Bu tam bir tasarım yazılımının bir ekran görüntüsü. Doğrusu bizler şimdi oturup bilgisayarda türler tasarlamaya çalışıyoruz. | TED | هذه لقطة من الشاشة لبعض برامج التصميم الحقيقية التي نعمل عليها للتمكن من الجلوس وتصميم كائنات على الكمبيوتر. |
Ama yakından bakarsanız Hawk'ın filmlerinden bu iki kare aynı görüntünün bir tekrarı olduğu göreceksiniz. | Open Subtitles | لكن لو نظرت متعمقاً في لقطة . . من فيلم الصقور سترى بأنه حقاً كرر نفس الصورة مرتين |
Yani, yüzünün olduğu bir kare bile çekememişsin. | Open Subtitles | أعني، ألم تستطع حتى ولو لقطة واحدة لوجهه |
kare kare tüm ayrıntıların üzerinde durur, tüm yüzleri kontrol ederim. | Open Subtitles | ، ثم أشاهده لقطة بلقطة وأفحص كافة الوجوه |
Yavaşlatılmış gerçek çekim gerçekte onların, ıslak hamburgerler olduğunu gösteriyor. | Open Subtitles | تُظهر لقطة حقيقية مُبطأة أنها حقاً تُشبه شطائر هامبرغر مبللة. |
Eğer benden bir çekim daha istersen kamerayı beyninde parçalayacağım. | Open Subtitles | إذا طلبت لقطة أخرى سوف أحطم هذه الكاميرا على دماغك. |
O'na temiz bir atış yapar yapmaz iş tamam. | Open Subtitles | في أقرب وقت نحصل على لقطة واضحة له ، المهمة. |
Bana 300 dolar borcun olduğu halde bir kediye 1000 dolar mı ödedin? | Open Subtitles | دفعت ألف دولار لقطة وتدينين لي بثلاثة آلاف دولار؟ |
Bu videodan bir görüntü. | TED | وهذه لقطة ثابتة من الفيديو الذي صُور هناك. |
Pekala, silahımı çekeyim. Güzel bir poz ver. | Open Subtitles | حسنا ، دعني احضر مسدسي اعطني لقطة جيدة - |
Etrafım bunca kedi fotoğrafıyla donatılınca, kedi beslemeyi ne kadar çok istediğimi anladım. | Open Subtitles | أحاطتي بجميع صور القطط جعلني أدرك حاجتي لقطة |
Bu profilden çekilen sahne aslında bize bütün filme ilişkin ipucunu verir. | Open Subtitles | لقطة تصوير الوجه في فيلم فيرتيجو ربما هي اللقطة المفتاح لكامل الفيلم |
Bu, zararlı yazılım satan bir satıcının ekran görüntüsü. | TED | هذه لقطة شاشة فعلية لبائع برمجيات خبيثة. |
Hey! Bizimle geliyor musun, yoksa bu çekimi de mi mahvedeceksin? | Open Subtitles | أتريد ركوب قطار هنا ، أم تريد أن تخرب لقطة أخرى ؟ |
Merhaba. Ben Tim Messenger. Gazete için fotoğraf çekebilir miyim? | Open Subtitles | مرحبا , مرحبا , تيم ماسنجر هل بإستطاعتي التحصل على لقطة تصوير سريعة لمواطنون ساندفورد ؟ |
ATLAS, her bir çarpışmanın anlık görüntüsünü alabilen dev bir yedi katlı kameradır. | Open Subtitles | وأطلس يشبه كاميرا ضخمة من سبعة طوابق التي تأخذ لقطة من كل تصادم |
Evi dış çekimde gösterip güneşi batırıp yükseltelim mi yoksa arka plana yaptıklarımızı anlatan bir şarkı mı ekleyelim? | Open Subtitles | لقطة ثابتة من المنزل حيث تتحول الليلة إلى يوم أو أغنية المونتاج التي تفسرالمبالغة في ما نقوم به؟ الثانية |
Tamam, onun ofisinde geçen tüm görüntüleri çekin-- her bir kareyi. | Open Subtitles | حسنا اسحبي كل الصور التي لديكي وهو في المكتب كل لقطة |
Ya birinde sihirli bir kulübe varsa, belki de mavidir, ...ve bu kişi her birkaç milyon yılda bir onun fotoğrafını çektiyse? | Open Subtitles | و فرضا أن هناك شخص ما يمتلك صندوقا سحريا صندوقا أزرقا على الأرجح و لنفترض ان شخصا ما أخذ لقطة فوتوغرافية لها |