"لقمة" - Traduction Arabe en Turc

• lokma
• ısırık
• para
• Yemek
• tepesine
• ekmek
• geçinmek
• geçimini
• Geçim
• tepeye
• kazanan
• lokmada
• Mesleğim
• kazanmak

Her bardak su, her lokma Yemek eline verilecek.
كل كوب من الماء كل لقمة من الطعام يجب أن تحرسها بين يديك

Yutamayacağımız bir lokma değil, ama ne yapacağımızı konuşmamız gerek.
لا اقول أننا سنقضم لقمة أكبر مما نستطيع مضغه و لكن يجب أن نتكلم عما سوف نفعله لقد بدأنا نتصرف كما لو كان لدينا عقل

Her şeyin bir hata olduğunu ve aldığın her ısırık için para ödemen gerektiğini düşünüyorsun.
تظن أن هذا كله خطئا وأنك يجب أن تعاقب بشكل ما زهاء كل لقمة أكلتها.

Bu zor bir durum. Hangisi para kazanmak için çalışıyor?
ها هما همىِّ من منهما يعمل من أجل لقمة العيش

Aslında Bell Dağı'nın tepesine 1943'de Schults'dan sonra çıkan olmadı.
في الواقع لم يصعد أحد لقمة جبل بيل منذ أن قام بذلك شولتيز سنة 1943.

Hayır, bir lokma daha yiyemem. Kurtul bunların hepsinden.
كلا، لا أستطيع تناول لقمة أخرى، تخلّص من كل هذا

Sadece bedensel zevklerin getirebileceği hazlarla meşgul olmak istiyorsanız, leziz bir lokma seçip, numarasını çevirin.
إذا أردت أن تمتع والذي يجلب عن طريق اللحم فقط ، التقط لقمة لذيذة واطلب ذلك الرقم

Sanırım kendimi zinde tutabilmek adına bir yahut iki lokma yiyeceğim.
من المحتمل إنه مرهق من السفر أفترض بأنني يجب أحصل على لقمة او اثنين لمواصلة حياتي

Ağzıma bir lokma attım ki, aniden koca, siyah, terli bir el pudingimin üzerine lap diye çöktü.
وكنت انهيت لقمة كبيرة وفجأة يد كبيرة سوداء متعرقة انغمست في البودنغ خاصتي

Hamburgerden bir ısırık aldım, ama içinde turşu vardı.
وأكل لقمة من الهامبرجر وكان هناك مخلل بها

Çünkü önceden olsa bunların hepsini yiyebilirdim ama şimdi her birinden tek bir ısırık alıyorum.
لانني في الماضي كنت اكل كل هذا ولكن الان انا اكل لقمة واحدة فقط من كل واحدة

Bir ısırık daha al, sonra parmağını emip ağla.
كُلِ لقمة آخرى ثم إلعقي إبهامك وأنتِ تبكين

Çalışmadan para kazanan adamlardan nefret etmiyor musun, senin ve benim gibi?
ألا تكره، الأشخاص الّذين لا يعلمون من أجل لقمة عيشهم، مثلكَ ومثلي؟

Ailenin direği olarak cezamdan sonra onları geçindirmek için para kazanmalıyım.
بصفتي سَندَ العائلة، لا يزال عليّ .كسبُ لقمة العيش لإعالة أسرتي

Sokakta Yemek yemek için toplanan yabancı işçilerin sık sık gittiği bu yoğun bölgede meydana gelen saldırıda birçok ağır yaralının olduğu bildirildi.
وكان هناك مصابون إصابات بالغة في مجاورة يسكنها عمال أجانب مَن يسعون في الشوارع من أجل لقمة العيش

Yemek için ısırmak.Yemek için ısırmak. Yemek için ısırmak.
لقمة سريعة لقمة سريعة لقمة سريعة لقمة سريعة

O binanın tepesine çıkmam için senin paran yetmez.
مهما دفعتي لي من مال لن أوافق على الصعود لقمة هذا المبني

- Ama muhteşem bir dansçısın. - Sonuçta ekmek parası kazandırıyor.
و لكنك ترقصين جيدا حسنا,ان هذا يكفل لي لقمة العيش علي اي حال

geçinmek için yaptığı işin gerektirdiğinden daha iyi bir insan olduğunu biliyorum.
بما يكفي لأعرف أنّه كان أفضل ممّا كان يعمله لكسب لقمة العيش.

Eşinle birlikte olur ve tekrar kendi geçimini kendin sağlarsın.
أنت و زوجتك يجب أن تكونان معاً، و يجب أن تكسبان لقمة العيش معاً.

...ve burada çalışan insanlar Geçim kaynaklarını kaybedecek.
والناس الذين يعملون هنا سيخسرون لقمة عيشهم

En tepeye çıkarken mi uğradın oraya Clark?
أكان هذا أثناء طريقك لقمة المجد ياكلارك؟

Tek bir kocaman lokmada kril sürüsünün tamamını yutabilirler.
في لقمة واحدة عملاقة، في إمكانهم ابتلاع أسراب كاملة من قراديس البحر.

İşim boşluğun açığa çıkışlarını sağlamak; ben bir tasarımcı ve kreatif yönetmenim, bu benim Mesleğim.
ما أقوم به هو صنع إبداعات المكان، فعملي كمصمم ومخرج مبتكر، وهذا ما أقوم به لكسب لقمة العيش.

Bu ülkenin sorunu ne bilmiyorum ama... hayatını kazanmak gitgide daha da zorlaşıyor.
أنا لا أعلم ما الذي يجري معهذاالبلد، لكنه يزداد صعوبة لكسب لقمة العيش.