Hadi Tad. uyku vakti. | Open Subtitles | حسنا، تاد، والوقت لقيلولة الخاص بك. |
Evet, bence Lilly'nin uyku zamanı geldi. | Open Subtitles | اجل،اعتقد انه حان الوقت لقيلولة ليلي |
Evet, bebek kesinlikle uyku vakti geldiğini söylüyor. | Open Subtitles | نعم، الطفل يقول انه في حاجة لقيلولة |
Sadece 3 saattir buradayım ve uykuya ihtiyacım var. | Open Subtitles | أنا هنا منذ 3 ساعات فقط وأحتاج لقيلولة |
Bence senin uykuya ihtiyacın var. | Open Subtitles | أتعرف، أشعر أنك تحتاج لقيلولة |
En azından o yatağa gitti, kestirmek için. | Open Subtitles | انها ذهبت للفراش, على الاقل, لقيلولة |
Çünkü gerçekten uyku çekmem gerekebilir. Aşağıda olacağım. | Open Subtitles | أنا بحاجة ماسة لقيلولة ساكون بالأسفل |
Çünkü gerçekten uyku çekmem gerekebilir. Aşağıda olacağım. | Open Subtitles | أنا بحاجة ماسة لقيلولة ساكون بالأسفل |
Dün gece otelde, 12 saatlik bir uyku için uzandım ve aman tanrım, o korna sesleri ışıklar ve sokakta gülüşüp duran o kızlar da ne öyle. | Open Subtitles | لقد استلقيت فى الليلة الماضية لقيلولة لمدة 12 ساعة فى الفندق و خراطيم " موللى " ، يا له من تزمير و الأضواء تومض و الفتيات تمرحن فى الشوارع |
Sana uyku gerek. | Open Subtitles | أنت بحاجة لقيلولة. |
uyku vakti geldi. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لقيلولة له. |
Senin uykuya ihtiyacın varmış gibi geliyor bana. | Open Subtitles | أتعرف، أشعر أنك تحتاج لقيلولة |
Tamam, dostum, dinle, neden, tamam biraz kestirmek için Wuvey yukarı yapmayız? | Open Subtitles | حسناً يا صاحبي لمَ لا تأخذ (ووفي) إلى الأعلى لقيلولة صغيرة ، حسناً ؟ |