Böyle bir şey olacağını biliyordum. Bu kadar çabuk beklemiyordum. | Open Subtitles | كنتُ أعلم بأن هذا سيحدث لكنني لم أتوقع أن يحدث بهذه السرعة. |
Son birkaç ayı unutacağını söylemişlerdi ama bu kadarını beklemiyordum. | Open Subtitles | قال إنك لن تتذكري أحداث الأشهر الأخيرة الماضية لكنني لم أتوقع ذلك. |
Kavramsal olarak bir dünya oluşturduğumuzu anlıyorum ama bütün dünyamızı oluşturmanı beklemiyordum. | Open Subtitles | أنا افهم أننا نظريا، كنا نبني عالما لكنني لم أتوقع أن تقومي أنت ببناء عالمنا بالكامل |
Her zaman cömertti, ve bunu hiç beklemiyordum. | Open Subtitles | لطالما كان كريماً لكنني لم أتوقع ذلك |
Top Chef'teki o hıyarla yattığımda aramasını beklemedim ama Gus'tan böyle oyunlar beklemiyordum. | Open Subtitles | أعني, عندما ضاجعت ذلك الحقير من برنامج "توب شيف" لم أتوقع أن يهاتفني, لكنني لم أتوقع أن يتلاعب "غاس" بي. |
Ama bu gece olmasını beklemiyordum. | Open Subtitles | لكنني لم أتوقع حصول الأمر الليلة. |
Bu kadar değişiklik yapacağını beklemiyordum. | Open Subtitles | أجل، لكنني لم أتوقع أن تغيّر كل هذا |
Bunu bulmayı beklemiyordum. | Open Subtitles | لكنني لم أتوقع إيجاد هذا المال |