"لكنه ليس كذلك" - Traduction Arabe en Turc

    • ama değil
        
    • Ama öyle değil
        
    • ama değildi
        
    • ama değilmiş
        
    • ama olmuyor
        
    -Herkes, Ben'i sevgilin sanıyor, ama değil, o bir doktor, değil mi? Open Subtitles جميعنا نعتقد ان بين هو حبيبك, لكنه ليس كذلك, هو دكتور, صحيح؟
    - Onu seviyorum, seviyorum işte. - Bunu aşk sanıyorsun ama değil! Open Subtitles ـ ربما تعتقدي أنه حب, لكنه ليس كذلك ـ لا, أنا احبه.
    - Ray ve Caitlin güvende olacağını düşünmüştür. - ama değil. Open Subtitles راي و كاتلين اعتقدا انه سيكون آمن و لكنه ليس كذلك
    Bir tabloya yansıtıldığında ise bir tür nesnel bilimsel gerçekmiş gibi gelir Ama öyle değil. TED طالما هو موضوع في رسم بياني، تشعرك بأنه علم موضوعي نوعًا ما، لكنه ليس كذلك.
    Ben sadece siz izleyicilerin bu duruma bağışıklığı olduğunu sanırdım, Ama öyle değil. Open Subtitles كنتأعتقد،انهانتمفقطهناك المشاهدون، لكنه ليس كذلك
    21 roket fırlatmamız gerekti, bu animasyon bunu çok basitmiş gibi gösteriyor ama değildi. TED لقد تطلب الأمر إطلاق 21 صاروخا وهذا الرسم التوضيحي يظهره على أنه أمر بسيط لكنه ليس كذلك.
    Tamam, ilk başta boktan bir şey olduğunu düşünmüştüm ama değilmiş. Open Subtitles أقصد.. نعم في البداية ظننته مجرد هراء لكنه ليس كذلك
    Biliyorum, kulağa sihir gibi geliyor ama değil. TED أعلم أنكم ربما تعتقدون بأن الأمر يبدو كالسحر، لكنه ليس كذلك.
    Bunun yalnızca siyaset olduğunu düşünebilirsiniz ama değil. TED حسناً، ربما تظنون أن هذا يتعلق بالسياسة، لكنه ليس كذلك.
    Aslında orada çocukları görmek üzücü olmalı ama değil. Open Subtitles ينبغي أن يكون محزن رؤية الاطفال هناك و لكنه ليس كذلك
    Bunun size ne kadar gerçek gözüktüğünü biliyorum. ama değil. Open Subtitles أعلم كيف يبدو لك هذا واقعيًا، لكنه ليس كذلك.
    O kadar paramız var ve güya bunun eğlenceli olması gerekiyor, ama değil işte! Open Subtitles أعرف بأن لدينا المال ويفترض أن يكون أمراً ممتعاً لكنه ليس كذلك
    Bunun küçük kızlara göre ve aptalca bir şey olduğunu düşündüğünüzü biliyorum. ama değil. Open Subtitles أنظروا ، أعرف أنكم تعتبرون هذا شئ غبى و لكنه ليس كذلك
    Evet, biliyorum. Ve bahse girerim ki garip olacağını düşündün ama değil. Open Subtitles أعرف, أظنك تجد الأمر غريباً لكنه ليس كذلك
    Çoğu insan, hizmetinden ve genel görünümünden dolayı buranın Abe and Louie's barından türediğini sanıyor Ama öyle değil. Open Subtitles والجميع بسبب هيكل خدمته وطريقته , يعتقدون بأنه مستوحى من ايب لويس لكنه ليس كذلك
    Buraya gelip, bir hapishane filmi gibi olacağını düşündün. Ama öyle değil. Open Subtitles دخلت إلى هنا معتقداً أن هذا سيكون كأحد أفلام السجون، لكنه ليس كذلك
    Savcılık onun terörist olduğunu söylüyor Ama öyle değil. Open Subtitles يقول المدعي العام أنه إرهابي. لكنه ليس كذلك
    Ama öyle değil Open Subtitles يبدو كنظام معقد فوضوى لكنه ليس كذلك
    Milyon yıl önce çıktık gibi gözüktüğünü biliyorum Ama öyle değil. Open Subtitles أعلم أنه يبدو أننا تواعدنا مثل مليون سنة مضت، لكنه ليس كذلك -أعلم هذا
    Nasıl göründüğünü biliyorum, Ama öyle değil. Open Subtitles أعلم كيف ترى الوضع لكنه ليس كذلك
    Kanı vücudunda olmalıydı, ama değildi. Open Subtitles دمها.. يجب أن يكون في جسمها.. لكنه ليس كذلك
    Bu evliliğin benim için olduğunu sanmıştım ama değilmiş. Open Subtitles لقد ظننت أن هذا الزواج كان لأجلي. لكنه ليس كذلك.
    Üzgünüm, Ray. Eskisi gibi olsun isterdim, ama olmuyor. Open Subtitles كنت أود أن يكون مثل ما تريد لكنه ليس كذلك.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus