Babam da baş belasının tekiydi ama o ve annem işleri yürütüyordu. | Open Subtitles | مع ذلك، أبي كان مزعجاً، لكنه هو وأمي دوماً يجعلا الأمر ينجح. |
Ailem dört hafta sonra ama o... Dokuz ay birlikte yaşadık. | Open Subtitles | لقد فارقنى أبواى بعد دخولنا المعسكر بأربعة أسابيع، لكنه هو لازمنى لفترة تسعة أشهر |
Biliyorum bana inanmak için bir sebebin yok; ama o bize tuzak kuruyor. | Open Subtitles | اعلم انه لا يوجد اي سبب لتصدقني لكنه هو المسؤول |
İyi yönetebilirsin, ama o daha iyi bir komutan. | Open Subtitles | أنك تدبر الأمور بشكل أفضل، لكنه هو القائد الأفضل وهذا جعلك تفقد الثقة بنفسك |
Bu konuda pek bilgim yok. Fakat o biliyor. | Open Subtitles | لا أعلم الكثير بخصوص هذا الأمر، لكنه هو كذلك |
Büyümüş, boyu uzamış... Ama bu o! | Open Subtitles | يبدو أكبر سنا .. و أطول قامة لكنه هو بالتأكيد |
babam başarılı biri ama o ve annem, mutlu değiller. | Open Subtitles | أبى ناجح جدا و لكنه هو و أمى ليسوا سعداء .. |
ama o ödüyor, yani paramın bir kısmını geri alacağım. | Open Subtitles | لكنه هو من سيدفع و بالتالى سأستعيد بعض مالى |
Evet ama o ve eski ortağı yıllardır görüşmemişler. | Open Subtitles | أجل، لكنه هو و شريكه لم يتحدثا منذ سنوات. |
Spencer, Jesse'ye yaptığın şeyin kötü olmadığı düşünebilirsin, ama o öyle düşünüyor ve onu incittin. | Open Subtitles | سبينسر لربما تظن أن ما فعلته لجيسّي لم يكن خاظئا و لكنه هو يظن أنه كان خاظئا , و قد آلمه ذلك |
Müdür yardımcısına sormuşlar, ama o burada olduğunu bilmiyor. | Open Subtitles | هم سألوا مساعد المدير لكنه هو لايعرف ان هذه هنا |
Sabuna karşı alerjisi olduğu için köpekler için üretilen özel yağdan almak zorunda... kalıyor da olabiliriz... ama o benim kocam. | Open Subtitles | حسنا، هو لديه حساسية تجاه الصابون وعلينا أن نشتري له زيت خاص بالكلاب لكنه هو ايضا زوجي |
Nasıl olduğunu bilmiyorum ama o adam gerçek Adolf Hitler. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيف أو لماذا لكنه هو أدولف هتلر الحقيقي |
ama o da beni yendiğini sandı. | Open Subtitles | لكنه هو يعتقد انه يتملك مني . ايضا |
Doğru yerdeyiz. ama o gelmeyecek. | Open Subtitles | نحن في المكان الصحيح لكنه هو من لن يظهر |
- ama o bizim amcamız! - Anlamıyorum. O ne yaptı ki? | Open Subtitles | لكنه هو عمنا- لا استطيع ان افهم ماذا فعل؟ |
İkimiz de bu işe atılması için teşvik ettik ama o benim tek oğlum ve biraz bencilce sanırım ama hayatıma onsuz devam edebileceğimi düşünemiyorum. | Open Subtitles | نحن الإثنان شجعناه على أن يأخذ ... هذه الخطوة ، لكنه هو إبني الوحيد و بأنانية إلى حد ما ... كما أتوقع |
Evet ama o bir politikacı, gizli bir ajan değil. | Open Subtitles | نعم، لكنه هو سياسي، ليس عميل سري. |
ama o Münihteki saldırıyı düzenleyen kişi. | Open Subtitles | و لكنه هو من دبر عملية ميونخ |
Ben ne söyleyeceğimi ona anlattım. Fakat o yazdı. | Open Subtitles | أنا أخبرته بما يقوله ، لكنه هو من كتبها |
Ama bu o, değil mi? | Open Subtitles | لكنه هو, اليس كذلك؟ |