Evet, biz dostuz ama aynı zamanda senin patronunum! Emirleri ben veririm. Ne diyorsam onu yapacaksın! | Open Subtitles | أجل نحنا صديقان لكني أيضاً رئيسك وأدير هذه المنطقة لا تديرها لجنة |
ama aynı zamanda nasıl bir insan olacağıma da karar vermeye çalışıyorum. | Open Subtitles | لكني أيضاً أحاول أن أقرر أي نوع من الأشخاص أنا. |
Bunun olduğunu görmeyi çok isterim ama aynı zamanda olmamasını sağlayacak gücüm de var. | Open Subtitles | و أريد أن يحدث هذا لكني أيضاً أملك القوة لأجعله لا يحدث |
Hayır, ama aynı zamanda Park La Brea'da yaşamak ve yaşlandığımda kedi maması yemek istemiyorum. | Open Subtitles | لكني أيضاً لا أريد أن أعيش في ميدان "لابري" وآكل طعام القطط عندما أكبر |
Pekala, evet, yani hayır, azdım ama aynı zamanda bazen, biraz da miskinim gibi. | Open Subtitles | نعم، لا، أنا مثارة لكني أيضاً... كسولة إلى حد ما، في بعض الأحيان |
ama aynı zamanda gemi taşımacılığının ve bizim, onun hakkında çok az şey bilen halkın, bu konuyu biraz daha falza incelediğini, daha şeffaf olduğunu, yüzde 90 şeffaflığa sahip olduğunu görmek istiyorum. | TED | و لكني أيضاً أريد أن أرى النقل البحري، و نحن، عامة الشعب، نعلم قليلاً عنه، أن نمتلك قدراً أكبر من التأمل، أن نكون أكثر شفافية، أن نمتلك شفافية بنسبة 90%. |
ama aynı zamanda, bir gün geriye dönüp baktığınızda, Ufak Rick ve Morty'le lisede beraber okuduğunuzu hatırlayacaksınız. | Open Subtitles | لكني أيضاً أعتقد أنه يوماً ما سوف تعودون بذكرياتكم للماضي إلى أيام الثانوية مع (كلاً من (ريك) و (مورتي |
ama aynı zamanda onun kardeşiyim, Norman. | Open Subtitles | لكني أيضاً أخّيها يا (نورمان). |