Evet ama geç kaldığım için beni suçlamayacaksın, değil mi? | Open Subtitles | أجل، لكنِك لن تجعليني أشعر بالذنب كي أبقى لوقت متأخر |
ama sen kızsın - çok şükür. Bu yüzden bu orkestraya katıldım. | Open Subtitles | لكنِك فتاة، أحمد الله لذلك إلتحقت بالفرقة |
- Korkutmak istemedim ama kapıyı çalma fırsatı vermediniz. | Open Subtitles | يا إلهي آسف، لم أقصد مباغتتِك لكنِك لم تعطني الفرصة لأطرق الباب |
Sana bunu daha önce söyledim ama bana inanmadın. | Open Subtitles | لقد أخبرتِك بهذا سابقاً, لكنِك لم تصدقينني |
Hayır, çok iyiydi. Sadece hayır diyebilirdin, ama sınırları aştın. Çok acımasızca. | Open Subtitles | كان يمكنِك أن تقولي لا لكنِك جاريتيني، هذا قاسي |
Aslında, öpüşüyor ama sen ondan çok daha iyisin. | Open Subtitles | في الحقيقة إنها تجيده لكنِك أفضل منها بكثير، بالكثير |
ama sen eğlenceli ve yaratıcısın. Bu özelliklerini kullanmalısın. | Open Subtitles | لكنِك مسلية للغاية ومبدعة يجب أن تستفيدي من هذا في عملك |
ama çaldığın şeyi elinde tutamayacaksın. | Open Subtitles | لكنِك لن تستطيعى الحفاظ على ما سرقتما |
Tanrı olmayabilrsin ama kesinlikle kutsanmışsın. | Open Subtitles | أنتِ لستِ الرب لكنِك بالتأكيد مقدسة |
ama sen sadece çay içiyordun. | Open Subtitles | لكنِك ... ... تشربين الشاي فقط |
- Öldürmek için değil ama. | Open Subtitles | بل فعلت - لكنِك لم تصيبي أحداً - |
ama Okea'yı Pumpkin'e bırakacağına söz vermiştin. | Open Subtitles | لكنِك وعدتِ (بامبكين) بذلك! |
ama sen... | Open Subtitles | ...لكنِك... |