Mutlu olmayı hak etmediğini düşündüğünü biliyorum ama yanılıyorsun. | Open Subtitles | أعلم أنّك تحسب نفسك لا تستحقّ السعادة، لكنّك مخطئ. |
Acını paylaşmadığımı düşünüyor olabilirsin ama yanılıyorsun. | Open Subtitles | تظنني لا أشعر بحزنك، لكنّك مخطئ. |
Bunu Eric yapmadı. Ne kanıt buldun da onun yaptığını sanıyorsun bilmem ama yanılıyorsun. | Open Subtitles | إسمع، (إريك) لم يفعل هذا، ولا أعلم ماهو الدليل الذي تملكه الذي يجعلك تظن أنّه فعل ذلك، لكنّك مخطئ. |
Ne düşündüğünü anlıyorum Tom, ama yanılıyorsun. | Open Subtitles | أنا أتفهّم ما تفكّر به، (توم) لكنّك مخطئ في ذلك |
- ama yanılıyorsun. | Open Subtitles | لكنّك مخطئ بهذا |
Üzgünüm, Kaptan ama yanılıyorsun. | Open Subtitles | آسف أيّها القبطان لكنّك مخطئ |