"لكن لحسن الحظ" - Traduction Arabe en Turc

    • ama neyse ki
        
    • Ama şansımıza
        
    • Ama şansa
        
    • ama iyi ki
        
    • ama şansıma
        
    • ama Allahtan
        
    • Ama şans eseri
        
    • Şansa bak ki
        
    • ama çok şükür
        
    • ama ne şans ki
        
    • Neyse ki menüde üçlü
        
    • ama şanslıyım ki
        
    Yerel bir hastaneye nakledildi ama neyse ki taburcu edildi ve durumu iyileşecek. Open Subtitles هي نقلت إلى مستشفى محلية لكن لحسن الحظ هي خرجت و ستكون بخير
    Satrançta hamle yapmak zorundasınız ama neyse ki hayat bu konuda daha esnek. Open Subtitles في الشطرنج, يجب أن تتحرك, و لكن لحسن الحظ, فأن الحياة أكثر مرونة
    Ama şansımıza senin ikimize yetecek kadar var. Open Subtitles لكن لحسن الحظ لديك قدر كافي من المخيلة عنا نحن الاثنان
    Ama şansımıza senin ikimize yetecek kadar var. Open Subtitles لكن لحسن الحظ لديك قدر كافي من المخيلة عنا نحن الاثنان
    Ama şansa, Eric'in annesinden biraz hap çalmıştım. Open Subtitles (لكن لحسن الحظ, سرقت بعض الحبوب من والدة (ايرك
    Şimdi de öksürük nöbeti tuttu ama iyi ki uzun sürmüyor. Open Subtitles لا داعي للقلق ماما أصابتها نوبة سعال الآن لكن لحسن الحظ لا تستمر طويلا
    Bir sonraki şutta elime yüzüme bulaştırdım ama şansıma gol olmadı. TED في التصويبة التالية لم أستطع التصرف، لكن لحسن الحظ لم تدخل المرمى.
    Uzun süre dayanmazdı, ama Allahtan beş metre kadar yolumuz vardı. Open Subtitles لم تكن ستدوم طويلاً لكن لحسن الحظ كان علينا قيادتها 15 قدماً فقط
    Ama şans eseri, gelmiş geçmiş en kısa soruşturmayı yapmak üzereydim. Open Subtitles لكن لحسن الحظ, كدت على وشك أن أشارك في أقصر تحقيق على الإطلاق
    Evet, ama neyse ki geçmişten gelen benle rast geldim. Open Subtitles نعم و لكن لحسن الحظ ذهبت لنفسي الأخرى من المسقبل.
    Daha kötü durumda olanları geri çevirdiler ama neyse ki Sağlık Bakanlığı'nda sağlam tanıdıklarım var. Open Subtitles لقد استبعدوا حالات أسوأ, و لكن لحسن الحظ لدي علاقات جيدة مع وزارة الصحة
    Birçok kaza yaptım, hatalar yaptım ama neyse ki iyileştim, daha iyi oldum. Open Subtitles لقد اصطدمت عديد المرات مرتكباً بعض الهفوات لكن لحسن الحظ فأنت تتحسن
    ama neyse ki küçük gevşeme kitabım vardı. Open Subtitles لكن لحسن الحظ كان عندي كتابي الصغير للراحة
    ama neyse ki akşamdan kalmayken başka bir Peter'a dönüşebiliyorum. Open Subtitles , لكن لحسن الحظ , عندما أنا لدي صداع يمكنني فقط أن أنسلخ إلى بيتر آخر
    Ama şansımıza, idarecisi olduğum için CIA'yi annenin iyi olduğuna ikna ettim. Open Subtitles لكن لحسن الحظ كوني مدرب أمك كنت قادراً على إقناع وكالة المخابرات المركزية أنها الجيدة
    Ama şansımıza, bilgi işlem bir telefon numarası koparabildi. Open Subtitles لكن لحسن الحظ, المساعدة التقنية استخرجت منه رقما
    Ama şansımıza bununla daha haşır neşir olmayı sevenler için yedek sürücü koltuğu da eklemişler. Open Subtitles وعلى قيد الحياة ,لكن, لحسن الحظ هناك مقعد للسائق الاحتياطي ل أولئك الذين يحبون الحصول على المزيد من وضع الايدى
    Ve önünde sonunda yakalanacaktım, buradayken bile Ama şansa bak Cabe ortaya çıktı. Open Subtitles و في الأخير تمكنوا مني، حتى هنا، و لكن لحسن الحظ ، (كايب) توسط لي
    ama iyi ki, Carolyn ondan önce benimle tanıştı. Open Subtitles لكن لحسن الحظ كارولين إلتقتني أولا
    ama şansıma, bu sefer bir istisna yaptım. Open Subtitles و لكن لحسن الحظ هذه المرة كانت استثنائية
    - İntihar kaynağım olan sıradan neden o anı mahvedebilirdi, ama Allahtan Matty'nin kafası karışıktı. Open Subtitles إشارة إنتحاري العادية يمكن أن تقتل اللحظة,‏ لكن لحسن الحظ (ماتي) كان مشغولاً
    Ama şans eseri, çocuklar bu konuyla uzun süre alay etmeyeceklerdi. Open Subtitles و لكن لحسن الحظ, لم يسخر الآخرون كثيرا
    Şansa bak ki, kendisi seni ajan Keen'e sattı. Open Subtitles لكن لحسن الحظ فقد باعك للعميلة كين
    Çünkü komşunun köpeği çok salya akıtıyor ama çok şükür pek hızlı değil. Open Subtitles كلب الجيران يحب التسلل لكن لحسن الحظ انه بطيء
    ama ne şans ki "acil" kavramı görecelidir. Open Subtitles و خطأ لكن لحسن الحظ تعريف كلمة "طارئة" نسبي
    Neyse ki menüde üçlü de vardı. Open Subtitles "three ways" و لكن لحسن الحظ الفيلم الإباحي ...كان يعرض
    ama şanslıyım ki işe yaradı, belli ki. Ama böylesine bağlantısız hissetmek çok aşağılayıcı bir deneyimdi. TED و لكن لحسن الحظ من الواضح أن الأمر قد نجح و لكنها كانت تجربة lمريعة بأن تشعر بأنك وحيداً

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus