Bayanlar, özür dilerim ama görünüşe göre benim at kazandı. | Open Subtitles | أعتذر يا سيدات، لكن يبدو أنّ فرسي قد ربح |
Oliver, daha ne kadar dibe batacağını düşünüyorum ama görünüşe göre bunun sonu yok. | Open Subtitles | أتعلم يا أوليفر، أظن أنكَ غرقت لعمقٍ كبير لكن يبدو أنّ ليس هنالك قعر |
Nasıl olduğu ve nedeni hakkında bilgimiz yok ama görünüşe göre kızınızla onun arasında bir bağ ortaya çıkmış olabilir. | Open Subtitles | لا نعرف لماذا أو كيف، لكن يبدو أنّ ثمة رابطة بينه وبين ابنتك. |
Sadece o değil, görünen o ki kurbanlarımız henüz çözülmemiş diğer 26 dosyayı ve delillerini de almışlar. | Open Subtitles | ليس ذلك فحسب، لكن يبدو أنّ ضحيّتينا قد سرقوا أدلّة وملفات لـ26 جريمة قتل أخرى لمْ تحلْ. |
Karı koca arasına girmek en son isteyeceğim şey ama görünen o ki, yaşadığınız yeri değiştirmek ikimiz için de çözüm olabilir. | Open Subtitles | الآن، آخر شيء أريد التدخّل فيه شؤون الرجال العائليّة لكن يبدو أنّ تغيير محلّ إقامتك ربّما سيكون حلّاً لكلينا |
- ama görünüşe göre, yaşadığına dair kanıtınız var. | Open Subtitles | لكن يبدو أنّ لديك أدلةً أنّها حيّة |
Sadece o değil ama görünüşe göre sürücüde orjinal gerçekliğinde başka bir McKay tarafından yapılmış. | Open Subtitles | لكن يبدو أنّ المحرّك قد صمّم من قبل (مكاي) آخر من الواقع الأصلي. |
ama görünüşe göre her işte bu Stiletto var. Ricky'e söyle o laptopa bir baksın. | Open Subtitles | لكن يبدو أنّ الجميع معجب بـ"خِنجر." اجعل (ريكي) يقتحم ذلك الحاسوب المسروق. |
ama görünüşe göre Bayan Swan sandığımızdan daha becerikli çıktı. | Open Subtitles | لكن يبدو أنّ الآنسة (سوان) أكثر دهاءً ممّا اعتقدنا. |
ama görünüşe göre Blake Rickford orduya girince kendine çekidüzen vermiş. | Open Subtitles | لكن يبدو أنّ (بلايك ريكفورد) قد طهر أفعاله أخيراً . حينما انضم إلى الحرس الوطنيّ |
Getirirdim Bay Queen ama görünüşe göre birileri kahve makinesini bozmuş. | Open Subtitles | لوددتُ يا سيّد (كوين)، لكن يبدو أنّ أحدًا كسر ماكينة إعداد القهوة. |
Hepsini anlamadım ama görünüşe göre Toros Ari'yi Clear-Line'dan alıyor. Seni kendine istiyor. | Open Subtitles | لم أفهم كلّ شيء، لكن يبدو أنّ (توروس) يبعد (آري) عن (كلير لاين)، إنّه يريدكِ لنفسه. |
ama görünüşe göre Audrey daha önce de orada bulunmuş. | Open Subtitles | لكن يبدو أنّ (أودري) كانت هناك مسبقًا. |
görünen o ki diğer Olivia evrenler arasında güvenli şekilde seyahat ediyor. | Open Subtitles | لكن يبدو أنّ (أوليفيا) خاصتهم تستطيع السفر بين العوالم في أمان |
Emmy, görünen o ki, Satıcısının kendisinden faydalanmasından bıkmış, | Open Subtitles | لكن يبدو أنّ (إيمي) سئمت من إستغلالها بواسطة قوّادها، |
Sinyal Stokholm çıkışlı geliyor ama görünen o ki, IP adresinin geliş yeri yerel bir noktadan. | Open Subtitles | تمّ توجيه الإشارة عبر (ستوكهولم)، لكن يبدو أنّ الإشارة نشأت من عنوان انترنت محلي. |