Diğer odada oldukları için çok şanslılar. Yoksa kıçlarını dondururdum. | Open Subtitles | إنهم محظوظين لكونهم في غرفة أخرى وإلاّ لجمّدت مؤخراتهم جميعاً |
Ve daha sonra bankalarını suçluyorlar kendilerine krediyi veren kötü adamlar oldukları için. | TED | ثم يلومون البنوك لكونهم الطرف الشرير الذي أعطاهم الرهونات. |
Öyle oldukları için kendilerinden ve hiddetleri hoş kızları cezbeden dışa dönüklerden nefret ederler. | Open Subtitles | إنهم يكرهون أنفسهم لكونهم معتدلين و يكرهون المتفتحين الذى يعتبر عنفهم بمثابة عامل جذب للفتيات اللطيفات |
Çoğu zaman teslim oldukları için mutlu görünüyorlardı. | Open Subtitles | و فى الكثير من الحالات كانوا سعداء جداً لكونهم قد أستسلموا |
İlginç, bitkisel hayatta olduklarını söylemiştiniz. | Open Subtitles | شيء مدهش، بالنسبة لكونهم في حالة سبات |
Ve yazar oldukları için bunu bilemeyecek kadar salaklar. | Open Subtitles | و لكونهم كُتّاب فهم أغبياء لن يتوصلوا لذلك. |
Sana kızgın oldukları için arkadaşlarına kızıyorsun. | Open Subtitles | أنكِ غاضبة من أصدقاءك لكونهم غاضبين منكِ |
Şişko oldukları için kendilerinden nefret eden şişkoların çıktığı programlardan birini izliyorum. | Open Subtitles | أنا أشاهد أحدى تلك البدناء يكرهون أنفسهم لكونهم ببرنامج البدناء |
Yeni bir dünyadayım ve benden daha az tuhaf olduğu halde kadınlar cadı oldukları için avlanıyor. | Open Subtitles | كنت في العالم الجديد وكانت النساء يُشنقون لكونهم ساحرات لأفعال أقل من عاداتي الغريبة |
Davacının yaptığı siyahi jürileri sırf siyahi oldukları için elemeye çalışmak. | Open Subtitles | مايقوم به ممثلوا الإدعاء هو محاولة لإزالة جميع المحلّفين السود لكونهم سودٌ فحسب. |
Çünkü mesele sen değilsin, onlar ve iyi bir arkadaş oldukları için iyi hissetmeleri. | Open Subtitles | لأن هذا ليس بشأنك بل بشأنهم وهم يشعرون بالمتعة لكونهم أصدقاء صالحين |
Bana, sadece eşcinsel oldukları için kendi ülkelerinde yaşadıkları zulümlerden ve neden ABD'ye kaçtıklarına dair sebeplerden bahsettiler. | TED | أخبروني قصصهم من الاضطهاد الذي تعرضوا إليه في مسقط رأسهم، فقط لكونهم مثلييَ الجنس، والسبب من لجوئهم إلى الولايات المتحدة الأمريكية. |
"Kahrolası palyaço ayakkabıları gibiler ve eğer gerçek olsalardı bu kadar aptal oldukları için onları öldüresiye döverdim." | Open Subtitles | هل قلت جاى وبوب الصامت هم " مهرجين باحذية ولو كانوا حقيقيين " " كنت ساركل مؤخراتهم لكونهم اغبياء جدا " |
Onlara, özgür oldukları için ne kadar şanslı olduklarını. | Open Subtitles | وأن تخبروهم كم هم محظوظون لكونهم أحرار |
Arkadaşlarımı haklı oldukları için suçlayamam. | Open Subtitles | لا يمكنني لوم أصدقائي لكونهم قلقين |
Babasını ve kardeşini polis oldukları için öldürdün. | Open Subtitles | قتلتم والده وشقيقه لكونهم رجال شرطة |
Yanlış ifadeler. Bayan Dahl onları gey oldukları için geri çevirmedi. | Open Subtitles | أقوال مزيفة ؛ سيد ( داهل ) لم تعترضهُم لكونهم شواذ |
Şimdi size siyahi insanlara sadece siyah oldukları için yapılan haksızlıkları anlatarak tarih dersi vermeme gerek yok. | Open Subtitles | والذي يقاتل لأجل الحصول على براءته، أنا أعلم بأنه ليس عليّ بأن أعطي كلّ شخص درساً بالتربية المدنيّة حول الظلم الكبير الذي حصل للرجال السود، فقط لكونهم سود |
- Hoşgörüsüz oldukları için | Open Subtitles | لكونهم متعصّبون |
İlginç, bitkisel hayatta olduklarını söylemiştiniz. | Open Subtitles | شيء مدهش، بالنسبة لكونهم في حالة سبات |