Özür diliyorum ve sizi temin ederim ki, bu sorunu çözmek için uygun gördüğünüz her kararda sizinle işbirliği yapmak istiyorum. | Open Subtitles | أعتذر وأؤكد لك أنني مستعد للتعاون مع أي دورة تظنها مناسبة لكي نحل هذه المشكلة |
O zaman, bu demek oluyor ve Bu sorunu çözmek için göçmenlik ofisine gitmemiz gerkiyor. | Open Subtitles | إذاً، هذا يعني يجب أن نذهب لمكتب الهجرة لكي نحل هذه الفوضى |
Tamam, Başkomiserim, Wuntch bu davayı çözmek için ihtiyacımız olan her şeyi alabileceğimizi söyledi. | Open Subtitles | حسناً,إسمع يا كابتن وونتش قالت انه بإمكاننا ان نحصل على اي شي لكي نحل هذه القضية |
Şimdi, y'yi çözmek için sabit x ve w'ye sahibiz ki bu da her gün, hızlı algılama. | TED | اذاً الأن، لدينا x و y كقيم ثابتة لكي نحل y ، هذا ككل يوم، تصور سريع. |
Bu olayı çözmek için buradayım, tıpkı senin gibi. | Open Subtitles | انا هنا مثلك ، لكي نحل هذا |
Rastlantını çözmek için, bunu bir bağlama oturtmamız gerekir. Brad çok önemli biri gibi görünüyor. | Open Subtitles | لكي نحل أمر صدفتك يجب وضعه في الأمر يبدو (براد ستاند) مهماً جداً |