Tezgâh öyle güzel kurulmuştu ki, Profesör böylece çişimi son damlasına kadar yutabilmişti. | Open Subtitles | كان كل شيء تم تنظيم للأستاذ لابتلاع كل آخر قطرة من بلدي شخ. |
Profesör Kohut'ün muhteşem gösterisinden sonra kendimi bir amatör gibi hissediyorum. | Open Subtitles | بعد الأداء للأستاذ الجامعي، أنني أشعر بمضاعفة الهواة. |
Zaten Profesör Wilder'la konuşmalıyım. | Open Subtitles | ل يجب أن تمر الحديث للأستاذ وايلدر على أي حال. |
Profesör Eppes'e göre, uçak bu civarda bir yerden kalmış. | Open Subtitles | وفقا للأستاذ إيبس , أخذت إجازة من الحرفية في مكان ما هنا. |
Beyefendi, Öğretmen kuzusu olmak istemiyorum. | Open Subtitles | يا سيدي, لا أريد أن أكون الحيوان المدلل للأستاذ. |
Eğer bunu Dumbledore'a götürüyorsa, bilerek yapmıyordu. | Open Subtitles | (إنكانتستسلمهذا للأستاذ(دمبلدور، فمؤكد أنها لم تكن بوعيها. |
Profesör Hagrid geçici izinde iken Sihirli Yaratıkların Bakımı dersine o girecek. | Open Subtitles | والذي سيهتم بالمخلوقات السحرية في الغياب المؤقت للأستاذ هاجريد |
Profesör Coke Norris'e olanların trajik bir kazadan fazlası olduğuna dair elde hiçbir delil yok. | Open Subtitles | أن ما حدث للأستاذ كوك نوريس كان أكثر من مجرد حادث مأساوي. |
Bu da Alex'in Profesör Fairbanks'e yolladığı e-postayı açıklar. | Open Subtitles | وهو ما يفسر البريد الإلكتروني اليكس للأستاذ فيربانكس. |
Profesör, kemiklere bakarak, dinozorların neye benzediğini söyleyebiliyor. | Open Subtitles | يمكن للأستاذ أن يظهر شكل ديناصور من العظام. |
Lisans tezi için Profesör Holland'ın seminerinde yer almış. | Open Subtitles | لكن القرار المصير الذي جعلها في المكان المطلوب في الحلقة الدراسية العليا للأستاذ هولند |
- Ve Dr. Tobias M. Curtis, Profesör Quincy Berkstead'ın Psikoloji Bölümündeki bir işe talip. | Open Subtitles | والدّكتور توبياس إم . كيرتيس متقدم لطلب مكان في قسم علم النفس للأستاذ كوينسي |
Profesör March'a neler yapabildiğini göster. | Open Subtitles | اظهري للأستاذ مارش ما الذي يمكنكِ القيام به |
Bütün bu sıra Profesör Wilder için mi? | Open Subtitles | ليرة سورية كل هذا للأستاذ وايلدر؟ |
Profesör Cavendish e ne olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لكنّي أعرف ماذا حدث . للأستاذ كافيندش |
Profesör'e kitabın bir bulmaca olduğunu söyleyecektim. | Open Subtitles | كنت لأقول للأستاذ أن الكتاب كان لغزا. |
"Beni Profesör Lindebrook için al." diye fısıldıyordu sanki. | Open Subtitles | بدا وكأنه يهمس لي: "أشتريني للأستاذ (ليندنبروك)" |
Daha sonra Profesör Galloway'in üvey kardeşinin Uluslararası parfüm ve şarap şirketini ele geçirmeyi planladığını öğreneceğiz. | Open Subtitles | ووقتها سنكتشف أن الأخت غير الشقيقة للأستاذ (غالاواي) تخطط للاستيلاء ، على شركة العطور والخمور الدولية |
Bu soruyu Profesör Snape'e sorman daha iyi olur. | Open Subtitles | أظنّ من الأفضل توجيه سؤالكَ للأستاذ ، (سنايب). |
Öğretmen gelirse benim için bahane uydurun, olur mu? | Open Subtitles | إن كنتِ كذلك، فقدمي إعتذاراً للأستاذ نيابةً عني عن قدومي. |
Eğer bunu Dumbledore'a götürüyorsa, bilerek yapmıyordu. | Open Subtitles | (إنكانتستسلـّمهذا للأستاذ(دمبلدور، فمؤكد أنها لم تكن بوعيها. |
Belki ekstra kredi isteyebilir veya annem profesöre yaptığım yanlışı anlatan bir mail atabilir. | Open Subtitles | ارسال بريد الكتروني للأستاذ وأشرح له أني أخطأت |