O insanları en iyisi için ikna edebilecek tek adamdı. | Open Subtitles | كان الوحيد الذي بامكانه اقناع الناس أن ذلك كان للأفضل. |
Birbirimizle olmamamız en iyisi gibi görünüyor | Open Subtitles | هذا للأفضل خاصة عدم البحث عن بعضنا البعض |
Ondan kurtulmak zorunda kaldığımı söylediğimde, sen "muhtemelen en iyisi budur " dedin. | Open Subtitles | عندما أخبرتك أنني تخلصت منه قلت أن ربما يكون للأفضل. |
- Gelecek daha iyi şeyler için değişti diyelim biz ona. | Open Subtitles | دعنا نقول فقط أن المستقبل غير بعض الأشياء للأفضل كيف ؟ |
Okul, insanlara dünyayı daha iyi bir yer hâline getirmeyi öğrettiğimiz bir yer olmalı. | TED | يجب أن تكون المدرسة حول تعليم الناس لتغيير العالم للأفضل. |
Çevreyi değiştirerek insanların davranışını da iyi yönde değiştirebilirdik. | Open Subtitles | سنغير سلوك البشر للأفضل بمجرد تغيير بيئتهم |
Eminim ki her ne değişiklik yaptınsa en iyisini yapmışsındır. | Open Subtitles | إنني متأكد بأنه أيّاً كان الذي غيَّرته فانك جعلتنا للأفضل |
İyi yaptın. Çünkü sonrasında her şey daha iyiye gitti. | Open Subtitles | لقد فعلت الشيء الصحيح بعد ذلك كل شيء اتجه للأفضل |
Değişikleri en iyisi için yaptığınıza eminim. | Open Subtitles | إنني متأكد بأنه أيّاً كان الذي غيَّرته فانك جعلتنا للأفضل |
en iyisi bu. Neden kapının önüne bir şey koymuyorsun. | Open Subtitles | هذا للأفضل لماذا لا تضع شيئا في الباب الأمامي |
Yani, belki de onun için en iyisi budur. | Open Subtitles | حسناً، أتدري؟ أقصد، مُتأكّدة أنّه للأفضل. |
Anlayabileceğini sanmıyorum ama en iyisi bu, Dr. Wallace. | Open Subtitles | لم اعتقد بأنك ستتفهم، لكن.. انه حقا للأفضل. دكتور والاس |
Ben de çok iyi bir iş teklifi aldım, sanırım herkes için en iyisi olmuş. | Open Subtitles | و في الحقيقة ، لقد أتاني عرضاً عن موقع ، ببداية مثيرة حقاً . لذا أعتقد أن كل شيء قد مضى للأفضل |
Yani bence... tüm bu çılgınlık en iyisi içindi. | Open Subtitles | أقصد في الواقع أظن أن كل هذا الجنون كان للأفضل. |
Ancak yüzlerini değiştirdiğimizde, kimliklerini de daha iyi ya da daha kötü yönde değiştiriyor muyuz? | TED | لكن عندما نغير وجوه الناس، نغير هوياتهم، للأفضل ام للأسوأ ؟ |
daha iyi ya da daha kötü için, ve sandığınızdan da yakın bir zamanda bu seçimler bize bağlı olacak. | TED | للأفضل أو للأسوأ ، و أقرب مما تتصور ، هذه الخيارات ستكون متروكة لنا. |
Sonuçlarını gösterebiliriz. daha iyi şeyler yapabiliriz. | TED | نستطيع ان نظهر نتائج, نستطيع ان نحول الأشياء للأفضل |
Hayır, değiştiğini söylüyorsun ama bu yaptığın hiç de iyi yönde bir değişiklik değil. | Open Subtitles | كلاّ، انظر .. لقد قلت بأنّك قد تغيّرت ولكن ما تفعله الآن ليس تغييراً للأفضل |
Şimdiyse elimi sepete atıp "umarım en iyisini seçmişimdir" diyorum. | Open Subtitles | اضع يداي الآن في صندوق الثلاث دولارات و آمل للأفضل |
Bence başka insanların hayatlarını radikal olarak daha iyiye dönüştürebilecek bir pozisyondayım, öyle yapmalıyım. | TED | أعتقد أنني لو فى وضع يسمح لي بتغيير حياة الناس للأفضل بشكل جذرى, فيجب علي القيام بذلك. |
Ama umudun varsa işler senin için en iyi şekilde çözümlenir. | Open Subtitles | أتعلم؟ و لكن أحيانا الأشياء تسير للأفضل اذا كان لديك ايمان |
İyi haber teknolojinin gelişmekte olduğu ve daha iyiye doğru gelişecek. | TED | حسناً، الأخبار الجيدة عبارة عن التكنولوجيا المتغير، وقد يتغير للأفضل. |
Alanında en iyisine ihtiyacımız olduğu için 5 hafta önce parlak önerilerle onu buraya gönderenin siz olduğunu hatırlatmak istiyorum. | Open Subtitles | هل ليّ أن أذكركِ منذ ،خمسة أسابيع فقط إنّكِ أرسلتيها إلى هنا مع توصيات .كبيرة لأننا كنا بحاجة للأفضل |
Peki en iyisinin parasını kim verecek anne? | Open Subtitles | ومن سيدفع للأفضل يا أماه؟ لدينا مال بعد بيع بعض الأسهم |