O aşağı düştüğünde, olayı bildirmek için lobiye inmiştim. | Open Subtitles | كنت في الردهة للإبلاغ عن الأمر عندما وقع |
Atlas Arena'da bir bomba olduğunu bildirmek için arıyorum. | Open Subtitles | أنا اتصل للإبلاغ عن تهديد قنبله فى ساحه أطلس |
Öyle bile olsa, bankayi veya kredi karti sirketini bunu bildirmeye aramamis. | Open Subtitles | إذا كان الأمر كذلك فهى لم تتصل بالبنك أو شركة بطاقة الإئتمان للإبلاغ |
Öyle bile olsa, bankayı veya kredi kartı şirketini bunu bildirmeye aramamış. | Open Subtitles | إذا كان الأمر كذلك فهى لم تتصل بالبنك أو شركة بطاقة الإئتمان للإبلاغ |
Kurban akşamın erken saatlerinde davetsiz bir misafiri ihbar etmek için 911'i aramış. | Open Subtitles | اتصلت الضحية بالطوارئ في وقت مبكر من هذا المساء للإبلاغ عن شخص دخيل |
Sonuçlarımı dürüst bir şekilde rapor etmek için ahlaki bir zorunluluğum var. | Open Subtitles | عندي إلتزام أخلاقي للإبلاغ عن أستنتاجاتي بكل أمانة |
Çok ciddi olduğunu düşündüğüm bu suçu bildirmek için buraya gelmek beni üzüyor. | Open Subtitles | أنا أعتذر عن قدومي إلى هنا للإبلاغ عما أعتقده... جريمة سيئة للغاية. |
Neden bildirmek için bu kadar beklediniz ? | Open Subtitles | لمـاذا انتظـرت طويلاً للإبلاغ عنـه؟ |
Ve kendi isteği ile gelip, olayı bildirmek istemiştir. | Open Subtitles | وقد جاء بإرادته للإبلاغ عن الحادثة |
- Gary bir suçu bildirmek için buraya geldim. - Neymiş? | Open Subtitles | انا هنا للإبلاغ عن جريمة |
Zamanı geldiğinde konumunu bildirmeye hazır halde ol. | Open Subtitles | كن مستعدا للإبلاغ عن موقفكم عندما يحين الوقت. |
Buraya, işlenen bir suçu bildirmeye geldim. | Open Subtitles | أنا هنا فقط للإبلاغ عن جريمة |
İslamabad'dan buraya kadar bir istihbarat sızıntısını bildirmeye geldim sonrasında bildiğim tek şey, işimin bittiği oldu. | Open Subtitles | طرتُ كلّ الطريق عائدا من (إسلام آباد) للإبلاغ عن تسريب للمعلومات ثاني شيء أعلمه هو إنهاء خدمتي |
Kuzey Lawndale'de insanlar polisten ve polis merkezinin yanından geçmekten bile korkuyor, bir ihbar için bile. | TED | في شمال لاونديل، يخاف النّاس من الشّرطة أو من الذّهاب إلى أي مكان يجاور مركز الشرطة، حتّى للإبلاغ عن جريمة. |
Bir aile üyenizi ihbar ederek iki katı ikramiye kazanın. | Open Subtitles | احصلوا على مكافآة مضاعفة للإبلاغ عن فرد من العائلة |
Bir aile üyenizi ihbar ederek iki katı ikramiye kazanın. | Open Subtitles | احصلوا على مكافآة مضاعفة للإبلاغ عن فرد من العائلة |
"Çalınan bisikletlerimizi rapor etmek için nerede polis bulabiliriz?" diye sorduk. | Open Subtitles | رجاءً أخبرنا أين نحن يمكن أن نجد شرطي للإبلاغ عن دراجاتنا المسروقة |
Akşam karanlığından sonra bakım sorunlarını rapor etmek için 9550'yi arayın. | Open Subtitles | " إتصلوا برقم 9230 للإبلاغ عن أي أعطال " " بعد أنسدال الظلام " |
Bu tutumunu da rapor etmek zorunda kalacağım. | Open Subtitles | وسوف أضطر للإبلاغ عن هذا السلوك أيضًا |
Gidince bütün suçu benim üstüme atacaksın. - Ne yapacağım dedin? | Open Subtitles | مرة كنت هناك، سيكون لديك للإبلاغ عن لي. |