Belki bu sefer daha az iğrenç gelir diye tekrar tekrar bakıyorum. | Open Subtitles | إنني استمر بالنظر ليه مره اخرى مفكراً بانه سيكون أقل إثارة للإشمئزاز |
Tüm yapmamız gereken gazlı siyah erik suyuna bir şirketin neler yaptığına bakmamız. Ne iğrenç. | TED | كل ما يجب علينا فعله أن نلاحظ ماذا فعلت شركة واحدة بعصير الخوخ الغازى. شىء مثير للإشمئزاز. |
İğrenç bir saldırıdan suçlu bulunmuş ya da suçu kabul etmiş. | Open Subtitles | وجد مذنباً أو أقر بذنبه فى جريمة مثيرة للإشمئزاز |
Bunun bu kadar tiksindirici olduğunu hiç fark etmemiştim. Onu yatağa götür. | Open Subtitles | لم أدرك كم أن هذا الأمر مثير للإشمئزاز, أعيدها للفراش. |
Bundan daha az mide bulandırıcı cinayet mahalli gördüm ben. | Open Subtitles | رأيت مسارح جرائم أقل إثارة للإشمئزاز من هذا |
O iğrenç boşanma dilekçesini hatırlamıyor musun? | Open Subtitles | ألا تتذكر عريضة الطلاق المثيره للإشمئزاز ؟ |
Böyleleri, iğrenç emellerine ulaşmak için her taşın altına bakarlar. | Open Subtitles | الرجال أمثاله لا يتركون حجرا إلا و يقلبونه خلال بحثهم عن ملذاتهم المثيره للإشمئزاز |
Bayanlar baylar, hepinizin bildiği gibi belki de bu sonu hak etmiş olan iğrenç bir suçlunun, korkunç bir cinayeti vuku buldu. | Open Subtitles | سيداتى و سادتى كلكم مدركين للجريمه المثيره للإشمئزاز التى قام بها ذلك الشخص و ربما كان يستحق الموت لأجلها |
İğrenç bir katil, her ne kadar sonunu hak etmiş de olsa, iğrenç bir cinayetin kurbanı oldu. | Open Subtitles | قاتل جدير بالإشمئزاز حاز لنفسه وصف مثير للإشمئزاز |
Hayatımda hiç bu kadar iğrenç bir hikaye duymamıştım. | Open Subtitles | أنا لم أسمع مثل هذه القصص المثيرة للإشمئزاز فى حياتى |
Yüzünü görmek istiyordum, ama gördüğüm kadarıyla... iğrenç birisin. | Open Subtitles | كنت أريد أن أري وجهك الأن وقد حدث أقول أنك مثير للإشمئزاز |
Ne kadar iğrenç bir insan olduğumu düşünmem. | Open Subtitles | و ما أعتقده عن نفسي بأنني انسان مثير للإشمئزاز. |
Sakın alınma patron ama, seni biraz iğrenç bulabilirler. | Open Subtitles | لا أقصد الإساءة يا زعيم ، لكنهم سيجدونك مثيرا للإشمئزاز |
Tanrım, iğrençsin. Bu kevaşe harbiden iğrenç. | Open Subtitles | أوه يالهي, ذلكِ مثير للإشمئزاز أنتِ مقرفه كالعاهِرة اللعينة |
Fermuarıma uzanan parmaklar hissettim. İğrenç. | Open Subtitles | أشعر بالأصابع وهى ذاهبة ناحية السوستة هذا مثيرٌ للإشمئزاز |
İğrenç. Bununla uğraşmak istemiyorum. | Open Subtitles | هذا مثير للإشمئزاز لا اريد ان اتصرف مع هذا الان |
Bu benim içine girdiğim en iğrenç kanalizasyon. | Open Subtitles | حسناً ، هذا محبط أكثر صرف صحي مثير للإشمئزاز رأيته في حياتي |
Ben oraya gelip sizi onlarla asmadan önce şu, iğrenç kurdeleleri fırlatıp atın. | Open Subtitles | فهلا سمحتم بالتخلص من تلك الأشرطة الملونة المثيرة للإشمئزاز ؟ قبل أن أعلقكم عليها |
Ama çoğunlukla utanç verici ve tiksindirici buluyorum. | Open Subtitles | ولكن في الغالب، أجد أنّها مُخجلة ومُثيرة للإشمئزاز. |
Katılıyorum, kesinlikle mide bulandırıcı. Ama bazı insanlar hassas olabiliyorlar. | Open Subtitles | أتفق معكِ، هذا تماماَ مثير للإشمئزاز ولكن بعض الناس يكونون عاطفيين للغاية |
Şu keskin zekan yok mu, bazen çok itici oluyor. | Open Subtitles | إن عقلك الجيد ذلك أحياناً ما يكـون مثيراً للإشمئزاز ليس ذلك ما أخبرتني به ونحن بالقطار |
- İğrençsin. | Open Subtitles | أنت مثير للإشمئزاز إخفض صوت الموسيقى، هل أنت أصم؟ |
Ama çok daha iyi kutlamalar gördük. Bu berbat bir şey. | Open Subtitles | لكن لاشك في أن إحتفالاتنا كانت أفضل هذا مثير للإشمئزاز |