Belki de kurbanın ailesi intikam için yapmıştır. | Open Subtitles | حَسناً، لَرُبَّمَا عائلة الضحيّةَ عَمِلَ هو للإنتقامِ. |
Bir İrlandalıya intikam için asla iyi bir neden vermemen gerektiğini bilmeliydin. | Open Subtitles | شخص ما أكيد أخبرك أبداً لا تعطي آيرلندي سبب إنساني للإنتقامِ |
Belki dolandırdığı biri intikam için Florida'ya gelmiştir. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا أحد المستثمرين الذين أصبحوا المحروقة رَجعَ إلى فلوريدا للإنتقامِ. |
Eşyalarını almak yerine, intikamını almak için gelmiştir. | Open Subtitles | بدلاً مِنْ أنْ يَجيءَ الظهر لمادتِها، تَرْجعُ للإنتقامِ. |
Bu saldırılar onun intikamını almak için mi? | Open Subtitles | وهل هذهِ الهجماتُ طريقتُكَـ للإنتقامِ لهُ؟ |
Buraya ailemin ölümünün intikamını almaya geldim. | Open Subtitles | لقد اتيتُ هنا للإنتقامِ من مقتل عائلتي |
İntikam için değil, hak ettikleri için de değil. | Open Subtitles | لَيسَ للإنتقامِ. ليس لأنهم يَستحقّوه. |
Bununla intikam almayı unut. | Open Subtitles | بهذه الأداةِ التي صنعت للإنتقامِ |
Sana intikam şansı vermek için buradayım, | Open Subtitles | انا هنا لكي اعرض عليك فرصة للإنتقامِ |
İntikam için değil, adalet için. Tamam. | Open Subtitles | لَيسَ للإنتقامِ لكن للعدالة |
İntikam istiyor, Bay Callen. | Open Subtitles | "إنَّهُ يسعى للإنتقامِ يا "سيد كالين |