"للإنذار" - Traduction Arabe en Turc

    • uyarı
        
    • alarm
        
    • alarmın
        
    • alarmı
        
    Şimdi, amigdala bizim erken uyarı dedektörümüz, bizim tehlike dedektörümüz. TED تعتبر اللوزة كاشف للإنذار المبكر لدينا، كاشف الخطر الخاص بنا.
    Bu Gözetleme Kulesi uzaydan gelen diğer istilalar tehlikeleri için bir erken uyarı sistemi olarak çalışacak. Open Subtitles وهذا برج المراقبة تعمل كنظام للإنذار المبكر للكشف عن التهديدات الأخرى للغزو من الفضاء.
    Savunma kuvvetleri eğitildi ve uyarı için kıyı boyunca işaret ateşleri hazırlandı. Open Subtitles قوات الدفاع مستعدة والمنارات متأهبة على طول الساحل للإنذار
    Sizi içeri sokabilirim. alarm, kamera ve bekleme olmadan. Open Subtitles يمكنني إدخالكم هناك، بدون التعرض للإنذار أو الكاميرات
    Hayır, bir mekanik bir alarm sistemi kurmak meşgul izlerken olduğunu söyledi. Open Subtitles لا ، إنها تقول أننا مشغولات بمراقبة الميكانيكي يركّب جهازاً للإنذار
    Ama önce arabanın anahtarlarını ve alarmın şifresini istediler. Open Subtitles ولكن في البداية طلبوا ... منيمفتاحسيارتي والرمز السري للإنذار
    alarmı tetiklememe ve şifreyi bilmememe göz yumuyorsun ama bunları uydurmadığımı nereden biliyorsun? Open Subtitles من الرائع أنّك متفهمٌ تشغيلي .. للإنذار و كوني لا أعرف كلمة المرور
    Erken uyarı sistemini saf dışı bırakır. Evi gözlemliyor, evcil hayvanı öldürüyor, sonra aileyi katlediyor. Open Subtitles هذا يقضي على نظام مبكر للإنذار يتسلل إلى المكان ويقتل الحيوان الأليف
    Sonarımız düzelene kadar erken uyarı sistemi görevi görecek. Open Subtitles بمثابة نظام للإنذار المبكر حتى نستعيد السونار مجدداً
    15 dakikalık uyarı için beklemede kalın. Open Subtitles إستعدوا للإنذار عند العد التنازلي لـ15 دقيقة
    Aynı kasırganın erken uyarı olmadan vurması gibi, uyarı için alarm yok, çünkü yaşama ihtimaliniz büyük ölçüde azaldığında tehlike kapınızdadır. TED تمامًا مثلما يضربُ الاعصار منطقةً دون وجود نظام للإنذار المبكر، لا يوجد هناك نظام للتحذير، من الخطر الذي يداهم عتبة بيتك فعلًا عندما تكون احتمالات البقاء على الحياة ضئيلة للغاية.
    Eğer istersen, sıvı biopsi önünde ortaya çıkması için ekzozom en yeni erken uyarı silahıdır. TED "الإكسوزومات" هي أحدث سلاح للإنذار المبكر، إن صحّ التعبير، ليظهر في صدارة الخزعة السائلة.
    Belki uyarı denir neden ona açıkladı eğer. Open Subtitles . ربما لو شرحت لها سبب إطلاقكك للإنذار
    Metan arttığı zaman, karbon dioksit arttığı zaman, oksijen azaldığı zaman kuşlar insanlardan önce bayılırlardı erken uyarı sistemi gibi davranırdı: Madenden dışarı çıkın. Birşeyler iyi gitmiyor. TED عندما تزداد كميّات الميثان أو ثاني أكسيد الكربون، أو تتضاءل كمية الأكسجين، يغمى على الطيور قبل الناس - لذا فقد كانت كنظام للإنذار المبكر: مهلا، اخرج من المنجم. الأمور ليست على ما على ما يرام هنا.
    Güvenlik ofisinde bir sessiz alarm tuşu var. Daha önce görmüştüm. Open Subtitles هنالك زر للإنذار الصامت في غرفة الحراس، رأيتهُ سلفاً
    Titreşim sensoru olan pahalı alarm sistemlerinin kötü tarafı mahalle serserileri seninle kafa bulmaya karar verirse, koşarak gelip... Open Subtitles أحد عيوب هذه الأنظمة العالية للإنذار وجود حساسات عندما يقرر جيران مزعجون أنهم يريدون المرح معك , كل ما عليهم فعله
    alarm altyapısı ise kurulumun 2008'de yapıldığını işaret ediyor. Open Subtitles الهندسة الفرعية للإنذار تشير إلى تنصيب في 2008.
    Söylemek istediğim... Kadın uzaylı alarmı veriyor. Open Subtitles ما أقوله أن المرأة أطلقت جهازا للإنذار الحيوى

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus