Ve sonra senin stüdyoyu değiştirmek için numara yaptığını duyarsam, kıçının Kurtarılmaya ihtiyacı olan sen olursun. | Open Subtitles | وإذا عُلم أنك حاولت تغيير الأستوديو، سيكون جلدك المحتاج للإنقاذ |
Kurtarılmaya ihtiyacı olan sadece biz değilizdir. | Open Subtitles | أنا متأكدة أننا لسنا الوحيدين اللذان في حاجة للإنقاذ |
kurtarma ekibini yollayın. 45 dakika kadar istasyonda olacağımızı söyleyin. | Open Subtitles | نحنُ بحالة تأهب للإنقاذ سنبقى على هذه المحطة 45 دقيقة |
kurtarma merkezlerimizde veteriner hizmetimiz var. | TED | لدينا منشأة رعاية بيطرية في مراكزنا للإنقاذ. |
Kıçımın kurtarılması gerekiyor gibi mi? | Open Subtitles | أوتبدو مؤخرتي بحاجة للإنقاذ بالنسبة لكما؟ |
Parmağın yumuşamış kısmını kesersek kısalır ama yine de kurtarılabilir. | Open Subtitles | إذا قمنا بقطع الجزء المتخرب من الإصبع، سيكون أقصر، ولكنه سيكون قابلا للإنقاذ. |
Robotlara bakın, çünkü robotlar kurtarmaya geliyor. | TED | ابحثوا عن الروبوتات، لأن الروبوتات قادمة للإنقاذ. |
Annenin, hiçbir şekilde Kurtarılmaya ihtiyacı yok. | Open Subtitles | والدتك لا تحتاج للإنقاذ عن أي امرأة قابلتها |
Gönderilen sendin. Kurtarılmaya ihtiyacı olansa ben. | Open Subtitles | أنت من أرسلتهم الآلهة، وأنا من كان بحاجة للإنقاذ |
Ama o aileden birinin Kurtarılmaya ihtiyacı olacaktı. | Open Subtitles | لكن سيحتاج فرد من تلك العائلة للإنقاذ في المستقبل. |
Bu şehrin senden Kurtarılmaya ihtiyacı var. - Alo? | Open Subtitles | إنّك دجال، هذه المدينة تحتاج للإنقاذ منك. |
Hayatta kaldılar ama Kurtarılmaya ihtiyaçları yok. | TED | هؤلاء الناجين ليسوا بحاجة للإنقاذ. |
Bugün paylaşmak istediğim büyük haber, gelecek ay Hindistan'ın son ayısını da kurtarma merkezimize alacağımızdır. | TED | الأخبار المفرحة التي أريد أن أعلنها اليوم أننا في الشهر القادم سنجلب أخر الدببة الهندية، الى مركزنا للإنقاذ. |
-Cesaretli Tracy ailesi... -Uluslararası kurtarma adında bir organizasyon yönetiyorlar. | Open Subtitles | عائلة تريسي الشجاعة أدارت منظمةً دولية للإنقاذ |
Sierra Mike Uniform'dan kurtarma filosuna. | Open Subtitles | أسطول فرقة سيرا مايك للإنقاذ أجب، أيها الأسطول |
Bir kurtarma görevine kalkışırsanız yerel halk bizi görecektir. | Open Subtitles | أية محاولة للإنقاذ ستؤدي إلى رصدنا من الأجناس الأخرى |
İçeri girersem ben de kurtarılması gerekenlerden biri olacağım sadece. | Open Subtitles | فلو دخلت، سأكون شخصًا آخر بحاجة للإنقاذ. |
Bu sayede kurtarılması gereken bir parti olduğunda orada olabilirim. | Open Subtitles | "أينما تواجدت حفلة بحاجة للإنقاذ" "سأتواجد هناك" |
Ve şimdi başka hayatların da kurtarılması gerekiyor. | Open Subtitles | والآن المزيد من الأرواح بحاجة للإنقاذ. |
Hâlâ onun kurtarılabilir bir yanı olduğunu düşündüğüne eminim. | Open Subtitles | أراهن أنك مازلتَ تعتقد بوجود شئ فيه قابل للإنقاذ. |
kurtarmaya hazırlanın. | Open Subtitles | تجهزوا للإنقاذ. تم الإعلان عن مواد خطرة. |
"Kadın Boşayan" imdada yetişti. | Open Subtitles | المطلّق يهبّ للإنقاذ. |
Buzz Işıkyılı hayat kurtarır! | Open Subtitles | الآن فجأة أشياء غريبة تحدث لى باز لايتيير للإنقاذ |
Sadece sağ duyunu kaybetme. Tekrar günü kurtarmak zorunda kalabilirsin. | Open Subtitles | فقط لا تفقدي هذا الإحساس فنحن قد نحتاجه للإنقاذ في يوم آخر |
Beyaz şövalyelerin seni kurtarıyor! | Open Subtitles | الفرسان البيض للإنقاذ! |