Bütün ruhlar bir vücuda bürünür ve başarısız olunca saklanacak yer bulurlar. | Open Subtitles | كل الأرواح تتخذ أشكالاً مادية و عندما تنهار تبحث عن مكان للاختباء |
Ve bundan sonra, tek ihtiyaciniz olan olay basladiginda saklanacak bir yerdir. | Open Subtitles | وبعد ذلك كل ما تحتاجه هو مكان جيد للاختباء عندما يبدا العرض |
Artık hiç bir yer güvenli değil. saklanacak bir yer kalmadı. | Open Subtitles | ليس هناك مكان آمن بعد الآن لم يعد هناك مكان للاختباء |
Senin içinde bir çok Aşk Tanrısı var ama, itiraf etmeliyim ki, Aşk Tanrısı saklanmak için garip bir yer seçmiş. | Open Subtitles | لديك الكثير من كيوبيد بداخلك لكن، لا بد لي أن أعترف اختار كيوبيد مكان غريب للاختباء |
Hem o açık alanda saklanma imkânımız da yok. | Open Subtitles | وليس هنالك مكانٌ للاختباء في تلك المقاطعة المفتوحة |
Her taraf ağaçlık, kulübe, yazlık ev, saklanacak bir yer. | Open Subtitles | إنها مليئة بالغابات هناك، أكواخ، منازل ثانوية، أفضل مكان للاختباء. |
Herkesi ve çocuklarımı al ve tarlada saklanacak bir yer bul. | Open Subtitles | ،أن تأخد الجميع وأطفالي ،و أن تذهبوا للاختباء في الميادين اتفقنا؟ |
Bütün bu şeffaflık, insanlar için tedirgin edici olabilir çünkü aniden, saklanacak bir yer kalmamıştır. | TED | يمكن أن تكون كل هذه الشفافية غير مريحة لبعض الأشخاص، لأنه فجأة، لم يعد هناك مجال للاختباء. |
Monica, saklanacak bir yere ya da bir şeye ihtiyacın olursa ara. | Open Subtitles | مونيكا، إذا كنت في حاجة من أي وقت مضى مكان للاختباء بها أو أي شيء. |
Makineli tüfeklerin taradigi, seri atis yapabilen toplarin dövdügü arazide saklanacak yer yoktu. | Open Subtitles | لم يكن هناك مكان للاختباء في الميدان الذي تغمره طلقات الأسلحة الآلية وقذائف المدفعية المتلاحقة. |
Babam hep derdi ki saklanacak en güvenli yer kimsenin şüphelenmeyeceği yerdir. | Open Subtitles | والدي قال لي دائما أن أفضل مكان للاختباء هو آخر مكان كانوا يتوقعون. |
Bence saklanacak ya da yardım alabilecek pek fazla yeri yok. | Open Subtitles | . اعتقد انه ليس له اماكن كثيرة للاختباء فيها او كثير من الناس يتجه اليهم |
Bence saklanacak ya da yardım alabilecek pek fazla yeri yok. | Open Subtitles | اعتقد انه ليس له اماكن كثيرة للاختباء فيها او كثير من الناس يتجه اليهم |
Amerikalı aptal değil. saklanmak için en iyi yerin orası olduğunu biliyor. | Open Subtitles | الامريكي ليس احمقا انه يعرف انه المكان الأفضل للاختباء |
Kimliğin yüzünden saklanmak ne demek biliyor musun? | Open Subtitles | أتعرف شعور المرء عندما يضطر للاختباء بسبب طبيعته؟ |
Sanırım açık garaj gerçekten iyi bir saklanma yeri değil. | Open Subtitles | مفتوح كراج أن أعتقد للاختباء الأفضل المكان ليس |
Ben etrafı kontrol ederken sen de git dolaba saklan. | Open Subtitles | أنت اذهبي للاختباء في الخزانة، وأنا سأتحقق من الأمر |
Tatlım, bize bir şey borçlu değilsin ve bizden saklanmana gerek yok. | Open Subtitles | عزيزتي أنتي لاتدينين لنا بأي شيء ولستِ مضطرة للاختباء عنّا. |
Buradan tren istasyonuna kadar, o köy dışında saklanabileceğimiz hiçbir yer yok. | Open Subtitles | بصرف النظر عن تلك القرية ليس هناك الكثير للاختباء وراءه بيننا وبين محطة القطار تلك |
Lucy, kenara kay. Benim de saklanmam lazım. | Open Subtitles | لوسي , تحركي , اريد مكان للاختباء |
Artık gizlemeye gerek kalmamasının verdiği bir rahatlama. | Open Subtitles | الامر مريح نوعا ما عندما لا تضطر للاختباء بعدها |
Askerlerimi yeraltı mezarlarında saklanmaya gönderiyorum. | Open Subtitles | سأرسل محاربي للاختباء في القبور |
- Gizlenecek bir yer bulup havanın kararmasını bekle. - Olur. | Open Subtitles | ابحثي عن مكان للاختباء وانتظري حتى الليل ، حسنا؟ |
Bu ufak odada daha ne kadar saklanmayı planlıyorsun? | Open Subtitles | الي متي تخططين للاختباء في هذة الغرفة الصغيرة |
Bukalemunun derisi yeşil, mavi, mor, beyaz hayvanlardan Saklanması içindir. | Open Subtitles | جلد الحرباء أخضر ، أزرق بنفسجي و أبيض هو للاختباء من الحيوانات |
Onlardan Saklanmamız için. Sana bir şey olmaması için. | Open Subtitles | للاختباء منهم، لتحرص على ألا يصيبك مكروه |
Saklanılacak bir yer. | Open Subtitles | مكان مناسب للاختباء |
Daha iyi gizlenmek için benim ışınlanma makinemi kullanın. | Open Subtitles | يستحسن أن تستخدموا آلة التنقل خاصتي للاختباء |