Konuşmalardan sonra ise sivil itaatsizlikte bulunarak tutuklanma riskini aldık. | TED | وبعد أن نتحدث، نقوم بالعصيان المدني ونخاطر بالتعرض للاعتقال. |
Aynı zamanda, Fire Drill Fridays'e katılan herkesin tutuklanma tehlikesi altında olmadığını açıklığa kavuşturalım. | TED | يجب أن نوضح لهم، بأنه ليس كل من يشارك في التظاهرات الأسبوعية كل جمعة معرضون لخطر التعرض للاعتقال. |
Dört kişi tutuklandı ve birçok kişi bir polis memuru yaralandı. | Open Subtitles | جميع الذين تعرضوا للاعتقال وأشخاص آخرين بما في ذلك... ً شرطي أصيب بجروح خلال تلك الأحداث |
Anlıyorum ya da anlamıyorum, bu işe son vermezsen federal suçlardan tutuklanacaksın. | Open Subtitles | ربما افهم، وربما لا افهم ولكنك قد تعرض نفسك للاعتقال باتهامات فيدرالية إذا لم توقف ماتفعل |
Cidden, hepimizi tutuklattıracaksın! | Open Subtitles | جديا، ستعرضنا جميعًا للاعتقال. |
Futbolun gizlice Capoeira çalışmak için en iyi yol olduğunu ve bu sayede tutuklanmayacaklarını anladılar... | Open Subtitles | لقد رأوا ان كرة القدم هي الطريقة المثلى للتدرب على الجينجا دون التعرض للاعتقال |
Geçen hafta, Harvard-Yale oyununda da tutuklandığını gördüm. | TED | في الأسبوع الماضي، أرى أنه تعرض للاعتقال خلال مباراة هارفارد ويال. |
1935: Saldırı şikayeti dolayısıyla tutuklanma. | Open Subtitles | عام 1935، يتعرض للاعتقال لمحضر بالاعتداء. |
Pekala, bir memura fiziksel taciz tutuklanma sebebidir. | Open Subtitles | حسناً ، المضايقة الجسدية للضابط هي الأسباب المباشرة للاعتقال ، يا عزيزتي |
Bir daha tutuklanma. | Open Subtitles | لا تتعرض للاعتقال مرة أخرى |
Tonya uyudu, drew in ateşi düştü, Chris te tutuklandı. | Open Subtitles | تونيا) نائمة) (بدأت الحمّى تخفّ عن (درو و تعرض (كريس) للاعتقال |
Babam tutuklandı. | Open Subtitles | تعرض أبي للاعتقال للتو. |
(Gülüşmeler) Kendini orta yolcu olarak tanımlayan rol arkadaşım Sam Waterston bu zamana kadar ne bir mitingde konuşmuş ne de tutuklanma riskine girmişti ve benimle birlikte tutuklandı. | TED | (ضحك) زميلي الممثل سام ووترستون، الذي يصف نفسه بالوسطي، ولم يسبق له أن تحدث في أية مسيرة أو خاطر بالتعرض للاعتقال، قد تعرض للاعتقال معي. |
Anlıyorum ya da anlamıyorum, bu işe son vermezsen federal suçlardan tutuklanacaksın. | Open Subtitles | ايها النقيب،انت لا تفهم ... ربما افهم، وربما لا افهم، ولكنك قد تعرض نفسك للاعتقال |
Cidden, hepimizi tutuklattıracaksın! | Open Subtitles | ماخطبك؟ جديا، ستعرضنا جميعًا للاعتقال. |
Futbolun gizlice Capoeira çalışmak için en iyi yol olduğunu ve bu sayede tutuklanmayacaklarını anladılar... | Open Subtitles | لقد رأوا ان كرة القدم هي الطريقة المثلى للتدرب على الجينجا دون التعرض للاعتقال |
Peki, birinin tutuklandığını gördüm. | Open Subtitles | حسناً، لقد رأيت شخصاً ما يتعرض للاعتقال |