İlk olarak, tasarımcılar tasarım öğelerini kolaylaştırmalı ve çevre dostu malzemelere odaklanmalıdır. | TED | أولًا، يتوجب على المصممين تبسيط عناصر التصميم والتركيز على مواد محبة للبيئة. |
Demek istediğim aslında çok sıkı çevre düzenlemeleri olmayan yerlerden petrol ithal ederken aynı zamanda sızıntı ihraç ediyoruz. | TED | أنا أعني، لقد صدرنا حوادث التسرب في الأساس عندما نقوم باستيراد النفط من أماكن ليس فيها قوانين منظمة للبيئة |
Aslında, kumaş çocuk bezleri daha çevre dostudur ama kullanılmaları daha zor. | Open Subtitles | في الواقع، إنّ الحفّاظات القماشية أكثر ملائمة للبيئة المحيطة لكنّها صعبة الإستعمال |
Tüm bu sürede, insan sağlığına ve çevreye en ufak bir zarar verilmedi. | TED | كل ذاك الوقت، لم تحدث حالة واحدة من الضرر لصحة الإنسان أو للبيئة |
Sonra, insanlar evrim tarihinin Darvinci akımının dışına çıktı ve içinde evrimleştiğimiz çevreyi değiştirerek evrimin ikinci büyük dalgasını oluşturdu. | TED | ثم خرج البشر من التيار الدارويني للتاريخ التطوري وأنشؤوا الموجة العظيمة الثانية للتطور، والتي كانت تغييرنا للبيئة التي نشأنا فيها. |
Mimarlar daha çevreci, daha akıllı ve daha rahat binaları yapmayı zaten biliyorlar. | TED | يعرف المهندسون مسبقا كيف يبنون بنايات صديقة للبيئة أكثر ذكاء وأسهل في الاستخدام. |
Bu doğaya çok güzel uyuyor. Zaten kendisi doğa. | TED | وهي ملائمة جدا للبيئة .. بل هي البيئة ذاتها |
Kosta Rika'daki evini, çevre dostu oda-kahvaltı bir otele dönüştürdüğünü biliyor muydun? | Open Subtitles | هل تعلمين بأنها قلبت منزلها في كوستا.ريكا إلى سرير صديق للبيئة وفطور؟ |
Ama kıyafetleri doğal bir biçimde renklendirmek giysilerin daha eşsiz ve çevre dostu olmasını sağlardı. | TED | لكن الصباغة الطبيعية للملابس بتلك الطريقة سيسمح لنا أن نحرص على كونها فريدة من نوعها وصديقة للبيئة. |
Bununla başa çıkarken aynı zamanda çevre dostu bir ürün sunmak endüstride büyük bir değişikliğe neden olabilir. | TED | لذلك فإن القدرة على التعامل مع ذلك بالإضافة إلى توفير منتج صديق للبيئة قد يؤدي إلى تحول جذري في الصناعة. |
Sizin için ve çevre için iyi olduğu sürece gerisi hiç önemli değil. | TED | طالما انه مفيد و طعمه جيد و غير ضار للبيئة .. نعم الامر غير مهم |
Böylece öğrenciler yeni bir işitme cihazı tasarlamak ve geliştirmek yerine yaşanılan çevre ile ilgilii gözlemler yaparak akustik açıdan nasıl geliştirebileceklerine baktılar. | TED | لذا بدلًا عن تطوير وتصميم جهاز أحدث وأفضل لتحسين سمعهم، قام الطلاب بتدقيق للبيئة المحيطة، بهدف تطوير الصوتيات. |
Bildiğim tek şey, çevre için güvenli güzel şeyler yaratmak istediğim ve fayda sağlamak istediğimdi. | TED | كنت أعرف أنني فقط أردت أن أصنع إبداعات جميلة تكون آمنة بالنسبة للبيئة وأردت أن أرد الجميل. |
Fosil yakıt yönteminden yüzde 30 daha verimli ve çevre için çok daha iyi. | TED | والتي تعتبر 30 في المئة أكثر كفاءة من الوقود الأحفوري وهي أفضل بكثير للبيئة. |
O benim akıl hocam ve arkadaşımdı, çok genç yaşta hayatını kaybetti, olağanüstü bir kişiliği vardı. öndegelen bir çevre savunucusuydu: Wangari Maathai. | TED | وكانت معلمتي و صديقتي، توفيت صغيرة جدًا ، كانت شخصية غير عادية، البطلة العظيمة للبيئة: قالت أنجاري ماثاي. |
Tüketici pazarlarına yakın üretim yapan yeni model çok daha temiz, çevre için çok daha iyi olacak. | TED | أما النموذج الجديد، الصنع بجوار سوق المستهلك سيكون أكثر نظافة وأفضل بكثير للبيئة |
Okyanustan toplanan plastikler üretilen ayakkabılar: Hem çevre için, hem de iş için çok iyi. | TED | أحذية مصنوعة من البلاستيك بالمحيط: عمل جيد للبيئة وجيد للأعمال. |
çevreye karşı yapabileceğiniz en kötü şey hakkında bir film yapmak. | Open Subtitles | أسوأ شيء يمكنك القيام به للبيئة هو تقديم فيلم عن ذلك. |
Annem ve babam, bana küçük yaşta faydalı olmayı ve çevreye hizmet etmeyi öğrettiler. | TED | علمني والديّ في سن مبكرة عن رد الجميل و أن أكون وكيلة جيدة للبيئة. |
Kurşunsuz otomativ benzin kullanımı geleneksel benzinlerden... çevreyi korumak için çok daha ucuz... ...ve çok daha iyidir. | TED | ووقود السيارات الخالي من الرصاص الذي نستخدمه هو في نفس الوقت أرخص وأفضل للبيئة من وقود الطائرات. |
Vergi koduyla hâlihazırda çevreci ulaşımı ve çevreci binaları destekliyoruz. | TED | نحن بالفعل نستخدم قانون الضرائب لأجل تشجيع النقل الملائم للبيئة والسكن الملائم للبيئة. |
Özel güvenlik firmasının notlarına göre bu insanların çoğu sıradan her gün gördüğümüz doğa dostu vejeteryanlar. | Open Subtitles | وفقاً لهذه المُلاحظات من شركة الأمن الخاصّة، مُعظم هؤلاء الناس يبدون كنباتيين متوسطين، مُحبّين للبيئة. |
İzolasyon, daha iyi dizaynlar ve yapabildiğiniz ölçüde yeşil elektrik alımı. | TED | العزل، تصميم أفضل، اشتر الكهرباء الصديقة للبيئة حيثما استطعت. |
Hayatını sakat çocuklara ve yaşlılara adayan, doğa ve ekoloji delisi, vejetaryen hıyarlardan mısın? | Open Subtitles | أأنت من هؤلاء المحبين للبيئة الإنسانية الودودة النباتيين المُكرس حياته للأطفال والكبار المعاقين؟ |
Bu 50.000 yıl sürerdi, çevrenin bu kadar zamanı yok. | TED | ذلك سيأخذ 50000 سنة، وهو كثير جداً بالنسبة للبيئة. |